Süleyman Soylu'dan gazetemize özel açıklamalar: 90 evin bodrum katını satın aldık

A -
A +

İçişleri Bakanı "Bozkurt’ta dere kenarlarındaki 90 evin bodrum katlarını satın aldık ve kapatıp yaşam alanı olmaktan çıkardık" dedi. Hain darbe girişimine ilişkin de Soylu, "Devleti ayakta tutan kaideli devlet ilkeleridir. FETÖ, devletin kaidesini yerle bir etti" diye konuştu.

Onu her yerde görüyoruz ama genellikle de problemin kaynağında ve çözmek ya da çözüm üretmek üzere. Hac farizasını erteleyip İstanbul’a geldi Esenyurt’taki sel afeti nedeniyle. Çizmelerini giydi ve yine olay mahallindeydi.

Bu çalışkanlık ve sorumluluk duygusu batıyor birilerine. Yan gelip yatanlar da rahatsız, muhalifler de. CHP’li belediye başkanlarını eleştirmek için konuşanlar bile “Sen yoksun Esenyurt’ta, olman gerektiği hâlde ama İçişleri Bakanı orada. Üstelik İçişleri Bakanı’nın işi değil bu. Böyle bir görüntü vermek için orada” diyorlar. Afet bölgesinde olmak İçişleri Bakanı’nın işi değil mi? Bunu sorarak başladığımda konuşmamıza “Yanlış” diyerek hemen müdahale etti ve ekledi:

“AFAD, nereye ve kime bağlı?”

Çok doğru, İçişleri Bakanlığı’na. Böyle konuşan muhalifler bunu bilmiyor olabilirler mi? Hayır. Devam etti Bakan Soylu: “Bugün baktım hakkımda 35 aleyhte haber çıkmış. Alıştık artık bunların hazımsızlıklarına. Ben kamu düzeninden sorumlu bir bakanım. Afetin olduğu yerde olmak zorundayım. Ve AFAD bana bağlı bir kuruluş. Bu yüzden üzerimdeki sorumluluğun gereği afetin yaşandığı yerde olmak zorundayım. Yerel yönetimler de aynı sorumluluğu omuzlarında hissetmeli. Eğer AFAD bana bağlı olmasaydı yine giderdim ama oradaki bakanlardan biri olurdum sadece.”

AFAD OLMASAYDI...

Afetle mücadelenin topyekûn hükûmetin ama aynı zamanda milletin vergileriyle çalışmaları sürdürmek zorunda olan belediyelerin de sorumluluğu altında olduğunu hatırlatan Bakan Soylu AFAD’ın yaptığı bir çalışmayı anlattı:

“Biz AFAD ile birlikte 81 ilde afetlere, yangınlara, sel baskınlarına, depremlere karşı risk azaltma planı yaptık ve bu çerçevede pek çok tatbikat yürüttük. Hani bazı vatandaşlar şikâyet etti telefonlarına gelen mesajlardan dolayı. Bu bir tatbikattı. AFAD’ın en önemli görevlerinden biri de vatandaşı felaket olmadan önce uyarmak. Bakın, bu yıl biz 5 vilayette orman yangın tatbikatı yaptık. Hem geçen yıl yaptıklarımız hem de bu afet tatbikatları nedeniyle bu yıl Batı Karadeniz’de hiç can kaybımız olmadı. Bir operatör ve bir de fotoğraf çekmek isteyen kişi dışında. AFAD önceden uyardığı için tüm vatandaşlar araçlarını alıp tepelere çıktı. Esenyurt’taki vatandaşlarımıza sorun, onlara da mesaj gitti. Bunu biz yaptık, başkası değil. Bakın, geçen yıl afet eğitim yılıydı ve bu yıl Afet Tatbikat yılı. Bu çerçevede 54 bin 302 tatbikat yapılacak ve yapılmaya başlandı. Bu yüzden Nallıhan’da, Vakfıkebir’de, Bozkurt’ta, Bolu’da, Düzce’de, orman yangınlarında, Bartın’da ve Esenyurt’ta AFAD var, onların olduğu yerde tabii ben de olacağım. Daha da önemlisi AFAD’ın çalışmalarını bizzat Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan koordine ve kontrol ediyor, adım adım."

Süleyman Soylu'dan gazetemize özel açıklamalar: 90 evin bodrum katını satın aldık

BARTIN BARAJLARI HAYAT KURTARDI

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun sorularıma verdiği cevaplar şöyle:

-Batı Karadeniz’deki bu yıl yaşanan afetleri yine çok ağır olmasına rağmen atlatabilmenin geçen yılla bağlantısı var mı?

“Tabii var. Geçen yıl Bozkurt’ta çalışmaları başlatmıştık. Bu yıl da 50 makine soktuk. Dere yatağını tamamen boşalttık, İller Bankası yağmur suyu şebekelerini yaptı. Derenin ıslah çalışması çerçevesinde duvarları yapıldı. Keza bunu Rize’de de yaptık AFAD’la birlikte. Demin söylediğim gibi vatandaşı AFAD vasıtasıyla çok daha erken uyarıp tedbir almaları konusunda ikaz ettik. Devletin yaptıklarını da buna eklemek gerekiyor bu arada. Bartın’da yapılan 3 barajın nasıl hayat kurtarıcı olduğunu da bilmek gerek. O üç baraj 100 milyon metreküp su tuttu. Eğer onlar olmasaydı Bartın’da hem çok can kaybı olurdu hem de büyük hasar meydana gelirdi.”

ALMANYA RUHR ÜNİVERSİTESİ: TÜRKİYE’NİN AFET RİSKİ AÇIĞI DÜŞTÜ

- AFAD’dan Esenyurt’taki sel felaketiyle birlikte telefonlarımıza “Dere yataklarına ev yapmayın” mesajı geldi. Bu dere yataklarına yapılan evler büyük problem. Bunların oralardan uzaklaştırılması ve vatandaşla bu konuda bir sözleşme yapılması gerekmez mi?

“Biz yapıyoruz işte bunu. Bu yüzden geçen yıl Bozkurt’ta dere yataklarındaki 90 evin bodrum katlarını satın aldık, oraları yaşam alanı olmaktan çıkarıp doldurduk. Bu çalışmalarımız riski göze azaltma yolunda atılan adımlardan biri aynı zamanda. Doğal afetler sonrası yapılan harcama, bu afetleri önlemek için yapılan harcamanın 7 katı. Yatırım bu nedenle önemli. Çünkü suyu özgürleştirmek gerek. Dere yataklarına ev yapılmasına belediyeler izin vermemeli. Vatandaşlar da ev yapmamalı. Bu çerçevede Bartın’daki selden sonra altı ilgili bakan bir araya geldik, 7. bakanımız da Özbekistan’dan video konferans sistemiyle katıldı. Hem seli değerlendirdik, hem de sel ve benzeri felaketlerin önlenebilmesi konusunda yapılabilecekleri. Bakın size bir bilgi vereyim. Almanya’nın 50 bine yakın öğrencisiyle en büyük üniversitelerinden biri olan Bochum Ruhr Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırma sonucunda, Türkiye’nin afet açığı yüzdesi yüzde 45’ten yüzde 40’a düştü. Bu oranın düşmesinde ele alınan kriterler afet öncesi, afet esnasında ve afet sonrasında yapılanlar olarak sıralanıyor. Biliyorsunuz Almanya’da bizim geçen yılki Bozkurt felaketiyle paralel bir sel felaketi yaşandı. Almanya vatandaşlarına ‘Gidin sigorta şirketinizle görüşün’ dedi. Biz en son Esenyurt’ta yaptığımız gibi önce vatandaşları sel bölgesinden tahliye ediyoruz, hemen ardından onlara hayatlarını idame ettirmeleri için 5-10 bin lira arasında ödedik. Bu arada Esenyurt’ta hane başına 80 bin liraya kadar da eşya yardımı yapıldı”

FETÖ’NÜN VE DARBELERİN YAPTIĞI EN BÜYÜK KÖTÜLÜK

-Yarın FETÖ’cü hain darbe girişiminin 7. yıl dönümü. Bu darbe girişiminin ve genel anlamda darbelerin ülkemize verdiği zarar nedir Sayın Bakan’ım?

“Devleti ayakta tutan KAİDELİ DEVLET İLKELERİDİR bana göre. Türkiye’de iktidara gelen sağ ve merkez sağ siyasetçilerin başarmak istediği buydu. Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan da bunu yapmanın gayretinde. FETÖ ve 15 Temmuz ile birlikte tüm darbeler o kadar tahrip etti ki Devletin Kaidesi’ni. Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan’ın 2023’ten sonra yapacağı şey işte bu meseleyi ele almak. İnşallah 2023 sonrası için bu fırsat olur. Cumhurbaşkanımız Türkiye Cumhuriyeti’nin altyapısını kütlesel olarak güçlü hale getirmeye çabalıyor. Bu dönemde makro planlarla sonuca gidiyor bir dünya lideri olarak. Sonuçlarının olumlu olması için çalışıyoruz, çabalıyoruz.”

İçişleri Bakanı Soylu’ya bu arada “KAİDELİ DEVLET” nedir diye de sordum. Biraz açmasını ve detaylandırmasını istedim. Bunu sorarken bu konuda aldığı birkaç notu bana sürpriz olarak gönderdi. Sanki mini bir makaleydi bu. Bir çeşit manifesto gibiydi.

SOYLU GAZETEMİZE YAZDI

Türkiye’nin ihtiyacı
Kaideli devlet ilkesi
Tayyip Erdoğan’ın ve tüm sağ siyasetçilerin başarmak istediği bu idi.
Darbelerin sebebi bu başarının önüne geçmekti.
Devleti kaidesiz hâle getirmek.
Her devlet kurumunun önüne bir hesap defteri koymak, verilecek ulufelerle devleti hesabi muhasebeye sokmaktır.
Devlet milletindir.
Kaidesi esastır.
Milletin vergisinin de fedakârlığının da beklentisinde karşılığı kaidedir.
Kaideli devlet haktır.
Kaideli devlet adalettir.
Kaideli devlet medeniyettir.
Kaideli devlet, temel hak ve hürriyetlerin garanti altına alınmasıdır.
Kaideli devlet, mülkiyet ve çalışma hürriyetidir.
Kaideli devlet güven içerisinde bir hayattır.
Kaideli devlet bekadır gelecektir.
Kaideli devlet boşluğa müsamaha etmez.
Recep Tayyip Erdoğan 21. asrı Türk devletinin kaidesini oluşturma fırsatına dönüştürmüştür. Biraz daha zamanı var. Sonrasında sistemi oturtmuş kişilerin ve fikirlerin yalana değil, performansa koştuğu millet egemenliğinde kaideli bir devlet…
İnşallah bu fırsatı millet verir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.