Bir 'Grev Haberi' hikâyesi

A -
A +

THY ve HAVAŞ çalışanları 1991 yılının yağmurlu 1 Nisan sabahında atölye, terminal ve uçak yerine eylem alanına yöneldi. Başbakan: Yıldırım Akbulut Çalışma Bakanı: İmren Aykut Ulaştırma Bakanı: Cengiz Tuncer THY Genel Müdürü: Cem Kozlu... 14. Dönem Toplu İş Görüşmeleri sonunda TÜHİS'le anlaşmaya varamadıklarını bildiren Hava-İş Sendikası Başkanı Atılay Ayçin, 10 bin 500 işçiyi kapsayan grevde THY'nin 14 iç ve 49 dış merkeze yaptığı uçuşlar ile HAVAŞ'ın 35 yerli-yabancı şirkete verdiği hizmetin durduğunu açıkladı. Günlük zarar 6.5 milyar lira (1 ABD Doları 3700 lira )... Irak'ı, işgal ettiği Kuveyt topraklarından atmak için ABD 2 Nisan'da fiili taarruz başlatmış, bölge alev alev. Kuzeye sıkışan 10 binlerce Iraklı Kürt Türkiye'ye sığınmaya çalışırken, sınırı geçenler Avrupa'ya kaçabilmek için Atatürk Havalimanı'na akın ediyor. ... THY uçaklarına rezervasyon yaptırmış yüzlerce yolcu grev nedeni ile mahsur kaldığı Atatürk Havalimanında gece gündüz bekliyor. THY yönetimi yolcularını diğer şirketlere verebildiği kadar vermiş ama ülkenin Güneydoğusunda coşan tazyik, Atatürk Havalimanında dedeli nineli, çoluk çocuklu şişkinliğe sebep oluyor. Gırtlak boyu perişanlık... Kapsam dışı personelle uçakları kaldırmaya çalışan THY'de Genel Müdür Kozlu da kolları sıvamış, check-in işleminden bagaj yüklemeye kadar her işe koşuyor. Günlerce uçamayan insanların parası bitiyor. Ekmek yok, su yok... Çocuklar ve yaşlıların perişanlığına diğer uçaklarla seyahat eden gurbetçilerimizin şefkat eli uzanıyor. Poşet poşet yiyecek, içecek, ilaç yağıyor. Bebek inlemeleri, çocuk hıçkırıkları, yaşlı öksürükleri diniyor. İşte bu 'iane' dağıtımlarından en kapsamlı en dramatik bir olay gününü Türkiye Gazetesi okuyucularına anlatmak için Canon AE1 Program makinemdeki 36 pozluk 400 asa filmi keyifle harcıyorum. Her karede bir olay var. İş bitince İstihbarat Müdürümüz Bekir Aydın ağabeyi telefonla bilgilendiriyorum. O vakitler dijital tekniğin esamesi yok. Film gazeteye ulaştırılacak, 1 saatte banyo edilecek en vurgulu kareler seçilecek ve malzeme haber olarak işlenmek üzere ilgili servislere iletilecek... Filmi aldırmak için gelen araca emaneti teslim ettikten sonra haber ayrıntılarını toparlamaya başlıyorum. Akşama doğru Bekir ağabeyden çağrı cihazıma 'acele gazeteyi ara' mesajı geliyor. Kartlı ankesörden açtığım telefon ahizesinde Bekir ağabeyin sesi önce kulaklarımı, oradan da bütün beynimi zonklatıyor: "Ffilm simsiyah! Çabuk aynı olaylardan tekrar çalış. Araç filmi bekleyecek. Baskıya yetişsin." "Peki efendim" deyip yolcu mahalline koşuşturuyorum. A, o da ne?! Kalabalık erimiş, ne yolcu yoğunluğu var ne yardım malzemesi dağıtan gurbetçi. Bir köşede Hintli, Afganlı ya da Kürt çoluk çocuk kalabalık bir grup imdadıma yetişiyor. Hemen yeleğimin cebinden çıkardığım filmi bu kez kontrol ederek makineye takıyorum. Ardından Bayram Sayan'ın büfeden satın aldığım yiyecek içecek malzemelerini orada bulunan başka yolcuların eline tutuşturup "Hadi ağabeycim, ablacım bunları şu çocuklara filan bi dağıtıverin de sizin resminizi çekeyim" diyorum, kabul ediyorlar... Olay sabahki kadar olmasa da işi kurtarır. Çekimden sonra filmi zarflayıp şoföre ulaşacakken arkadaşlar iç hatlarda Korhan Abay'ın, aralarında o dönemin popüler yıldızı Nur Sürer'in de bulunduğu ekiple, TRT'deki 'Cumartesi Gecesi'ne yetişmek için Ankara'ya gitmek üzere özel uçak kiraladığını ve pilotluğunu da kendisinin yapacağı bilgisini ilettiler. Ben, grev haberimiz zenginleşti diye sevinerek iç hatlara koşuşturdum. Korhan Abay ve diğer sanatçılar geldi. Uçağa gittik, müthiş resimler çektik. O filmi de zarfa koyup şoföre verdim. Filmler gazeteye gitti. Haberi de yazdırdım. İş tamam, artık rahatlayabilirim. Bekir abi o gün daha aramadı. Ertesi sabah havaalanına ulaşınca ilk işim gazeteye bakmak oldu. Ne haber var, ne fotoğraf... "Beğenmediler demek" diye geçirdim aklımdan. Bir müddet sonra yine çağrı: "Acele gazeteye gel"... "Hayırdır inşallah", deyip gittim gazeteye. Bekir ağabey kıpkırmızı, yüzüme bakmadan, "Kenan Ağabey (Kenan Akın-Genel Yayın Müdürümüz) seni bekliyor" dedi. Ardından "dur" dedi, "burada bekle beni"... Kısa bir süre sonra gülümseyerek geldi. "Hadi bu seferlik affedildin" deyince şaşırdım ben; "Hayırdır abi olay ne" diye sordum. "Aslanım, aynı filme üst üste çekmişsin. Bu kadar dikkatsizlik olur mu! Bir daha sakın yapma, işsiz kalırsın." ... Peki grev ne olmuştu? 37 gün süren THY grevi, 9 Mayıs 1991'de bitti. Yüzde 717 oranında zam isteyen sendika yüzde 154'lük artışı kabul ederek anlaşmayı imzaladı. Ortalama saat ücreti 1200 liradan 3431 liraya çıktı. THY uçakları, ilk iç hat uçuşunu 9 Mayıs 1991'de sabah saat 08.00'de İstanbul-Ankara arasında gerçekleştirdi. Dış hat uçuşları ise 11 Mayıs'ta başladı. Sendika başkanı Atılay Ayçin 1991 yılındaki grev konuşmalarında suç işlediği iddiası ile mahkemelik oldu. Ayçin bu suçtan dolayı 1995 yılında bir süre Saray cezaevinde yattıktan sonra sendikadaki görevinin başına döndü. > Görüşmeler hangi aşamada? Hava-İş Sendikası ile TÜHİS arasında sürdürülen 21. Dönem Toplu İş Sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma olmadığı için hava hayli elektriklendi. THY Genel Müdürü Temel Kotil gelişmelerde topun Hava-İş'te olduğunu vurgulayarak; "Bundan sonraki sürecin nasıl gelişeceği THY yönetimin değil sendikanın elinde. THY'de grev olur mu, olmaz mı?" sorusunun muhatabı ben değilim sendika yönetimidir. 1991 grevinde yaşananlar ortada. Temennimiz aklıselimin ve sağduyunun galip gelmesi" diyor. Hava-İş cephesi biraz daha yoğun mesaide. Sendika Yönetimi, 17 Temmuz 2007 tarihinde 18.00'den sonra verilecek her teklifi grev kararı astıktan sonra değerlendirecek. Sendika, grev kararını işverene tebliğ tarihini ise 20 Temmuz Cuma olarak tespit etti. Bu süre içerisinde uzlaşma olmaz ise aynı gün grev kararları kitlesel olarak asılacak.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.