Montaj, fotomontaj, iftira

A -
A +
Yürüyen merdivene ters bindi diye gülmeyin, hepimizin başına gelebilir. Bunun adı dalgınlıktır.
Mersin Güneydoğu'nun incisi, İzmir Ege'nin incisi olabilir. Hadi bu da dalgınlık diyelim.
Hazreti Ali için İslâm düşünürü derseniz, bu da cahillik olabilir.
Gaf yapmak, unutmak, dalgınlık, sakarlık insanlık halidir. Cahillik bile masum sayılabilir.
Bunların hepsi için "insanlık hali" diyebilirsiniz.

Ama iftira atmak, hakaret etmek insanlık hali olamaz. Dalgınlıkla, yanlışlıkla iftira atılmaz, hakaret edilmez.

77 milyon nüfuslu büyük bir ülkenin, 10 milyon oy almış ana muhalefet partisinin lideri, Meclis çatısı altında yaptığı grup toplantısında, 21 milyon oy almış ülkenin Başbakan'ına ithamların en büyüğünü yaptı.

İtham diyoruz çünkü gerçekse büyük suç, yalansa büyük iftiradır. Hırsızlık büyük suçtur, ama hırsız olmayana hırsız demek bundan daha büyük bir suçtur.

Kıymetli İslâm eserlerinde şöyle bir misâl vardır: Diyelim ki mutfaktan kedinin çıktığını gördünüz, kedinin ağzında yoğurt bulaşığı gördünüz. Mutfağa girip baktınız ki yoğurdun kenarından biraz yenmiş,  tam kedinin ağzı büyüklüğünde bir boşluk oluşmuş.
Yine de, gözünüzle görmedikçe "Bu kedi bu yoğurdu yedi" diyemezsiniz.

İki lafın birinde "kul hakkından" bahsediyorsanız biraz olsun hassas davranmalısınız.
77 milyonluk bir ülkeden %52 oy almış bir Cumhurbaşkanı'na, haramî diyemezsiniz.

Mevzuyu biliyorsunuz, Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan Afrika gezisinde çocuklara boyama kitabı hediye etmiş.
Sosyal medya denen iftira merkezlerinde bu kitabın kapak resmi fotomontajlanarak "Kırk Haramiler ve Ali Baba" olarak değiştirilmiş.
10 milyon kişinin güvenip oy verdiği ana muhalefet lideri de sayın Cumhurbaşkanı'na "Haramî" imâsında bulunmuştu.

İthamda bulunmak, iftira atmak, karalamak bu kadar kolay olmamalı, olamaz. Bunu sıradan bir vatandaş başka sıradan bir vatandaşa yapsa yine olamaz.

Rus asıllı bir kadına Türk asıllı bir kadın "Nataşa" dedi diye dava konusu olmuştu, hatırlarsınız.
Halbuki Nataşa yaygın bir Rus kadın ismiymiş. Bunu bile hakaret-iftira kabul edebilen hukuk sistemi burada niye çalışmıyor?

Hukuk sistemini boş verin, vicdanlardaki adalet sistemi niye çalışmıyor diye sormak isterdim aslında. Ama, bir Başbakan'ın evinde 1 milyar dolar saklayabileceğine inanan seviyesiz, dengesiz insanlar oldukça ne yazsak boş.
Düşünün, 1 milyar dolar, 2 milyar 300 milyon TL yapıyor. Eski parayla, 2 katrilyon, 300 trilyon.

Milli Piyango'nun verdiği 50 milyon (trilyon) paranın neredeyse küçük bir odayı doldurduğunu televizyonlarda hepimiz görmüşüzdür. 1 milyar dolar, TL değil dolar olarak saklansa bile 2 tır dolusu para yapıyor.
Bu kadar para evde saklanamaz, saklanabilse bile bu kadar aptal bir "hırsız" olamaz.

Âhir zaman işte, Allah beterinden saklasın, meğer iftiranın, casusluğun, ihanetin de sayısız çeşitleri varmış.
Bir arkadaşınızla telefonda 10 dakika oradan buradan dünya meselelerinden konuşsanız, "para, dolar, banka, siyaset, terör, bomba, konuş, al, getir, yapalım" gibi kelimeler kullansanız, eminim o 10 dakikalık konuşmadan 10 ayrı montaj yapılır.
Sonra uğraş dur pirincin taşını ayıklamak için.

Lâkin şunu da hatırlatmak isterim, asıl tehlikeli olan pirincin içindeki ak taşlardır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.