Türkiye toprak kazandı

A -
A +
Alman-Yahudi-İngiliz destekli/ortaklı "Karael Medya"nın yaydığı aşırı fitne zehirlenmesine maruz kalmış muhalefetin hâli o kadar zavallı ve âciz ki gülmek istiyor insan ağlanacak hallerine.
 
IŞİD denen kanlı maşa ha bugün ha yarın bizim askerlere de Allah korusun, "turuncu tulum" giydirecek diye ödümüz koparken, demokratik rüşdünü nihayet ispatlamış kahraman ordumuz cımbızla çeker gibi aldı 38 askerimizi ateşin içinden.
 
"Muhalefet işte şimdi bitti, buna da edecek bir lafları olmaz herhalde" diye düşünürken, sosyal fitne medyasını şöyle bir karıştırdım kiiii, aman Allah'ım, yalanın ve ikiyüzlülüğün heykelini dikmişler!
 
Her fırsatta Osmanlı düşmanlığı yapan, II. Abdülhamid Hân'a "kızıl sultan" diyen kızıllar bile, "Osmanlı yâdigârı", "türbe", "atalarımız" filan gibi laflar ediyorlar. Bu mübârek kelimeleri ağızlarına ilk defa hakaret etmeden aldıkları için beyinleri oksijenle tanışmış olsa gerek, o yüzdendir bu saçmalamaları diye düşündüm.
 
"Musul Konsolosluğu'nu neden zamanında boşaltmadınız?" diye hesap soran Sayın Kılıçdaroğlu, ne idüğü belirsiz IŞİD teröristleri arasında kalmış 38 askerimizi ve Süleyman Şah Türbesini kurtardıkları için hükümeti ilk defa tebrik eder sanıyordum.
 
Hele Sayın Bahçeli'nin, bizzat kalkıp elinde çikolatayla tebrik ziyaretine gitmesini beklerdim. Ve de "Askerimizin saçının bir teline, bırakın 10 dönüm araziyi, dünyayı değişmeyiz" demesini.
 
Sosyal fitne medyasında boy gösteren, Kerkük'ü, Musul'u, 12 Adalar'ı, Filistin'i verenlerin torunları, gözümüzün içine baka baka "Türkiye toprak kaybetti" yalanına bizi inandırmaya çalışıyorlar.
 
Türkiye toprak kaybetmedi, toprak kazandı. Süleyman Şah türbesinin eski yeri olan 10 dönümlük arazi zaten bizim, hâlâ bizim, ayrıca sınırımıza yakın (Eşme Köyü'nde) 10 dönüm yer daha kapattık.
 
Geri çekilmek, çok zaman zaferin önünü açar. Ki bu geçici bir geri çekilmedir. Türkiye toprak kaybetmedi;  kaybetse bile sınırlarımıza çok uzak 10 dönüm arazi, sonu belirsiz bir savaşta on binlerce şehit vermekten, ülkeyi bataklığa sürüklemekten yeğdir. En nihayetinde, ilk fırsatta girer 100 katını alırız.
 
Gerçi, bir şeyler anlatmaya çalışmak nafile, AK Parti gitsin de "ne olursa olsun" zihniyetinde olanlardan böyle isabetli kararlar beklemek boşuna.
Çözüm süreci başarısızlığa uğrasın, şehit cenazeleri gelmeye devam etsin, Türkiye savaşa girsin, turuncu tulum giydirilmiş 38 askerimiz Allah korusun şehit edilsin... Memleket ateşler içinde kalsın, ne olursa olsun yeter ki AK Parti gitsin diye uğraşmak...
 
Bunların vebali çok ağır olacak, çoook.
 
Prof. Dr. Ebubekir Sofuoğlu anlattı: 
"Karadağ'daki küçük bir köyü (Niksiç) vermediğimiz için (ki Abdülhamid Hân ve birçok kıymetli Osmanlı Paşası verilmesi taraftarıydı), Mithat Paşa denen tescilli maşa yine şimdiki gibi "vatan toprağı verilemez" naraları atarak Osmanlı'yı Ruslarla 93 Harbi'ne soktu. 100 binden fazla asker şehit oldu, 10 binlerce Balkan muhaciri yollarda hayatını kaybetti. Neredeyse İstanbul elden gidiyordu.
Peki, ağır mağlubiyetin ardından Mithat Paşa ve diğer savaş isteyen Paşalar ne yaptı dersiniz?
KAÇTILAR!.."
 
Ucuz kahramanlık naraları duyunca aklıma Samuel Johnson'ın o meşhur sözü geliyor: "Vatanseverlik, vatan hainlerinin son sığınağıdır."
 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.