HDP neden bu kadar...?

A -
A +
Soruyu tamamlamak size kalmış.
- HDP neden bu kadar cür'etkâr?
- Neden bu kadar pervasız?
- Nasıl bu kadar rahat?
- Neyine güveniyor?
 
Selahattin Demirtaş'ın Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aldığı %9,7'lik oya güvenerek attığı riskli adımın sonuçlarını yakında göreceğiz.
 
2011 seçimlerinde BDP'nin aldığı oy %6,58.
Kendileri de biliyorlar ki, aldıkları 3 puan fazla oy, Ekmeleddin İhsanoğlu'nun gerçekten İslâmi geleneği temsil ettiğini zanneden aşırı sol kitlenin tepki oylarıydı.
 
Aynı oyları bu seçimde de toparlamanın peşindeler. O yüzden, normalde bir siyasetçinin intiharı demek olan projeleri ve vaatleri bir bir sıralıyorlar.
- Diyanet'i kapatmak.
- Zorunlu din dersini kaldırmak.
- Ermeni katliamını tanımak.
- Eşcinsel milletvekili adayı vs.
 
Taksim-Kâbe benzetmesi zaten bir felaket!..
Ayrıca "Kudüs Yahudilerindir" demiş Sayın Demirtaş. İnanamadım, tekrar baktım doğru.
 
Bunların hepsini değil, bir tanesini yapan siyasetçi veya parti, bu seçimi değil her seçimi kaybetmeye mahkûmdur. Bu açık açık intihar demektir.
Bunların bir ikisini AK Parti'nin yaptığını düşünün veya MHP'nin. Hatta CHP'nin. Bir daha seçim yüzü göremeden tarihe gömülür gider.
 
Peki HDP neden bu kadar cür'etkâr?
Bütün gücünü aldığı Sünni Müslüman Kürtlerin, dînî inanç ve millî görüşlerine tamamen aykırı bu vaatleri yapması, yapabilmesi kesinlikle derin bir akademik araştırmayı hak ediyor.
 
Gelip gelmeyeceği belli olmayan 3-4 puan oy için, varoluş sebebi kitleyi tersyüz etmek.
"Kemik oyu" riske atmak.
 
Bunun adı olsa olsa deli cesareti olur. Ama Sayın Demirtaş hiç de deli gibi durmuyor. Ne yaptığının gayet farkında. Üstelik, bir pişmanlık, mahcûbiyet emâresi de yok. Bu hassas konuların bilerek üstüne üstüne gidiyor.
 
Anlaşılan o ki, Sünni Müslüman Kürtlerin oylarını çantada keklik görüyor. Sırtını doğuya, yüzünü batıya dönmüş, alabildiğine sallıyor. Batı'ya dönerek yaptıklarının doğudaki oy potansiyelini eriteceğinden korkmuyor.
 
Sünni Müslüman Kürtlerin bu kadar açıkça göz ardı edilmesi...
Gözü ne kadar kararmış olursa olsun, bir siyasetçinin Türkiye gibi millî ve dînî hassasiyetleri yüksek bir ülkede bütün bunların vaat edilebiliyor olması...
Üstelik bundan ciddi ciddi oy beklemesi...
 
Bu yaman çelişki, ilginç olmaktan da öte çok acı.
Ve, 30 yıllık yaraların üstüne ekilmiş tuz biber demek...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.