Ha Hasan gelsin ha Hans!

A -
A +
Kafası geç dank eden medyamız nihâyet anlamış "içimizdeki Hasan'lar" varken Hans'a gerek olmadığını. Yani Hasan görünümlü Hans'lar. 
 
Hep diyorum "mert savaşlar devri" geride kaldı diye. Birinci Dünya Savaşı da "proxy savaşları" idi aslında, yani vekâlet savaşları. Tıpkı şimdi Suriye'de olduğu gibi.
 
Meselâ Çanakkale'de asıl İngilizlerle savaştık, ama ölenlerin kaçı İngiliz’di? Taa o zamanlar askerine kıyamayanlar şimdi mi tutup da kendi askerini gönderecek? Tabii ki hayır. En nihayetinde DAEŞ gibi maşaları kullanacaklar. Zaten savaşacak yiğit erkek mi var ellerinde?
 
Dolayısıyla bundan sonra ancak içimizdeki; adı Ahmet-Mehmet olan, Müslüman-Türk ismi taşıyan ajanlarla saldıracaklar... Hasan isminde Hans, Can isminde John gönderecekler...  
 
Milyar dolarlık silah sistemlerini kullanmaya gerek bile kalmayacak belki. Zaten adamlar medyasıyla, dizisiyle, kitabıyla, sinemasıyla hayatımızı ele geçirmişler. Kahvaltılık gevreğinden içtiğimiz kahveye, yediğimiz tosttan giydiğimiz tişörte kadar onların kültürüyle yaşıyoruz. Kültür savaşını çoktan kaybettik.
 
Bu demek değil ki iyice öldük. Eğer niyeti tam bozup gerçekten işgal hareketine girişirlerse bilsinler ki bizim en zayıf hâlimiz bile onları yenmeye yeter. Neymiş efendim, 10 bin tane İngiliz askeri sınırda hazır bekliyormuş. ABD de "vatandaşlarını güvence altına almak için" girebilirmiş.
Girsinler bakalım. Gelecekleri varsa görecekleri hayatlarının son sahnesidir.
 
Ölümü felâket sayanlarla ölümü mükâfat sayanların savaşını hesaplamışlardır herhâlde. 15 Temmuz gecesi daha “sokağa çıkın” denmeden meydana fırlayan hazırlıksız milletimiz, şu bilenmiş ve her şeyi göze almış hazırlıklı hâliyle 7 değil 77 düveli alt eder Allah’ın izniyle.
 
“Herkesi geçseniz beni geçemezsiniz” diyen benim gibi milyonlar var çok şükür. Ailemi ve çocuklarımı bir daha göremeyeceğimi adım gibi bilsem bile düşmanı doğduğuna pişman etmeden eve dönmem.
 
Tamam, dizilerinizle, filmlerinizle, sahte hocalarınızla hayatımızı, kültürümüzü, Müslüman-Türk milletini kevgire çevirdiniz ama bizim ölümüz sizin dirinizi bin kere yener. Öyle bir film çeviririz ki size, 15 Temmuz yanında fragman kalır.
 
Ha, bana kalsa, Hans'lardan önce Hasan'ları, John'lardan önce Can'ları bertaraf edelim, ama ne yaparsın ki "hukuk devletiyiz".
Bütün büyük devletler menfaatlerini korumak için "her yolu" kullanıyorlar, biz ise hukuk devletiyiz diye diye her türlü ajanlığa, fitneciliğe hâlâ göz yumuyoruz. İllegal savaşta illegal davranmasını da öğrenmeliyiz devlet olarak. Legal görünümlü illegal savaş, tıpkı onların yaptığı gibi.
 
Yine de en büyük zaafı merhameti olan devletimiz derse ki "buyurun meydan sizin" işte o zaman korksun içimizdeki düşman da dışımızdaki düşman da.
Her geçen gün daralan ateş çemberi paranoyasından ben bıktım doğrusu. Artık canıma tak etti. O ateşi çıkaranları o ateşte yakmak için ben şahsen ne gerekiyorsa yapmaya hazırım.
Bu saatten sonra ister Hans gelsin ister Hasan, ister mertçe çıksın karşımıza ister şeytanın aklına gelmeyen binbir türlü hile bulsunlar.
Biz hazırız bekliyoruz.
Ölümden korkmayanı neyle korkutacaklarmış görelim bakalım.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.