Ocağına incir ağacı dikmek!

A -
A +
Halk arasında yaygın olarak kullanılan "Ocağına incir ağacı dikmek" deyimini bilmeyenimiz yok gibidir. Atalarımızdan, bu özlü sözün nasıl geldiği konusunda birçok rivayetler var. Fakat bütün rivayetlerde hep aynı neticeye varılıyor. Eğer bir ocağa (yani bir ailenin hayatının temeli olan yuva tabir edilen evine) incir çekirdeği düşmüşse, büyümeğe başlamışsa o evde hayat bitmiş demektir. Oturacak kimse kalmamış, yuva terk edilmiş demektir.Peki incir ağacı nasıl düşer, ne yapar da bu deyim bir çöküşün, yok oluşun, terk edilmişliğin hikâyelerine konu edilir.Bildiğiniz gibi incir çekirdeği çok küçük bir çekirdektir. Bu tohum kuşlar vasıtası ile her yere yayılabilmektedir. Kullanılmayan, terk edilmiş bir mekâna bir incir tohumu düşmeyegörsün. Çatı, kiremit, dam,  duvar demeden düşen incir tohumları bir müddet sonra ağaca dönüşmekte, ağaç büyüdükçe, kökler yayıldıkça incir ağacı yetişen mekânlar harabeye dönüşmektedir.Hasbel kader ziraatçilik ile ilgili biraz bilgim vardır. Ağaç kökleri nasıl olur da toprağın içerisinde sert zeminde ilerleyip uzayabiliyor? Bunu ziraat kitapları şöyle açıklıyor: Ağaçların kök uçlarındaki yüksük denilen kısımda öyle bir asit salgılanır ki, o nazik görünen kökler bırakın toprağı, önüne gelen taşı bile deler geçer...Peki bunları niye yazdım?Geçtiğimiz günlerden birinde Eminönü'ne bir sergi ziyareti için gitmiştim. Eminönü öyle bir kalabalıktı ki, yerliden çok yabancı turist vardı sanki. Boşuna mavi bayrakları dikmiyoruz tabii. Biz medeniyetler beşiği bir ülkeyiz.Bir grup turistin tarihî Rüstem Paşa Camisi'nin duvarlarını gösterdiğini gördüm. Gayri ihtiyari o tarafa baktım. Caminin duvarlarında maalesef birkaç incir ağacı kök salmıştı. Hem de Eminönü gibi çok işlek bir semtte, Rüstem Paşa Camisi gibi turistlerin "mavi çinili cami" diye en çok ilgi gösterdiği eserlerden biri üzerinde incir ağacını görmek beni üzdü. Evet, dışarıdan gelen yabancılar görmüş, biz görmemişiz, ya da görememişiz!  Görmüşüz de ilgilenmemişiz ihtimalini aklıma bile getirmek istemiyorum.Elbette eskiden bugüne çok şeyler değişti. Nice harabe eserler onarılıp yeniden hayat buldu. Yapılan gayretli çalışmaları takdirle karşılıyorum. Fakat göz göre göre ilgisizlik, ihmal bize yakışmaz, yakışmamalı. Bizim ata yâdigârımız olan tarihî eserlerimize gereken ihtimam gösterilmeli. Asırlar boyunca tarihî eserlerimizle birlikte nasıl dik durduğumuzu göstermenin en anlamlı günlerindeyiz. Biz millet olarak tarihimizle varız. Bu vatan, bu eserler bizim ocağımız.Ocağımıza incir ağacı dikmeyin! Dikenlere müsaade etmeyin!
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.