BABALAR "BABİŞKO" OLDU

A -
A +

Hayat yavanlaştı mı ne?
Sanki bir şeyler eksik. Bir şeyler farklı gibi.
Hani her zaman alıştığınız bir damak tadınız vardır. Bir yemek getirirler önünüze. Onun kokusundan, duruşundan, tadından, lezzetinden daha öncekilere benzeyip benzemediğini hemen anlarsınız ya!
İşte aynen öyle bir şey!
Hayatımızın da eski tadı, tuzu, lezzeti kalmadı, sanki yavanlaştı. Her şey biraz daha soğuk, biraz daha buruk gibi...
Farkında olmadan atladığımız, es geçtiğimiz ya da unuttuğumuz bir şeyler var. Hayat tarzımız, anlayışımız değişiyor. O eski günlerin aile sıcaklığı, hürmeti, efendiliği, geleneği kaybolmak üzere. Birbirlerine saygıyla hitap edenler azaldı. Kahvenin hatırı 40 gün bile sürmüyor artık. Komşusuyla karşılaşınca selam verip, hatırını soran hatırşinaslar yok şimdi.
Komşusunu tanımıyor ki selam versin!
**
Necip Fazıl'ın şiirindeki tarif, sanki topluma da yansımış.
Üç katlı ahşap evin her katı ayrı âlem!
Üst kat: Elinde tesbih, ağlıyor babaannem,
Orta kat: Mavs oynayan annem ve âşıkları,
Alt kat: Kız kardeşimin tamtam da çığlıkları.
Şimdi apartmanlardaki hayat bu hâle geldi. Kimsenin kimseden haberi yok gibi yaşıyor. Yan komşuyu soyarlarken, taşınıyorlar zannedilen bir anlayış ve yabancılaşma var. Hayat bağlarının ipleri kopmuş.
Hele aile içi ilişkiler. Fertler arasında buzdan duvarlar var sanki. Çocukları bilgisayarlar, televizyonlar yetiştiriyor. Babalar "babişko" oldu. Eskiden babalar, evin hürmet edilen yol gösteren büyüğü idi. Sözü dinlenirdi. Toplumda gelenekleri yaşatan sarsılmaz bir aile yapısı vardı. Şimdi yabancı kültürlerin akımı aileleri esir aldı. Babişkolar çocuklarının dünya isteklerini karşılayan para kasası gibiler. Ailedeki değerleri ise bütçeleri kadar...
Bu soğuk ilişkiler şehir ortamına da yansımış. Sabırsız, aceleci, anlayışsız, soğuk, birbirini tanımaz bir psikolojiye bürünmüş insanlar, dokunsanız patlayacaklar kıvamına gelmişler. Işıklarda dururken, yeşil yanar yanmaz, daha elinizi vitese atmadan kornaya basanlar... Yollarda önce ben geçeceğim anlayışında olanlar... Metrobüslerde, tramvaylarda birbirini iteleyenler... "Lütfen önce siz buyrun!" diyen centilmenlere rastlanmıyor pek.
**
Bir okurumuzdan mektup gelmişti.
"Eski günler nerede? Birbirimizi çok sever sayardık. Fazla bir şeyimiz yoktu ama birbirimize anlayışımız vardı. Şimdi her şeyimiz var. Fakat saygımızı, sevgimizi yitirdik sanki" diye yazmış.
Ne kadar haklı...
Şimdi çok şeylerimiz var ama, sanki bir şeyler eksik, bir şeyler farklı gibi...
Hayat yavanlaştı mı ne?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.