Küllerden yeniden doğuş

A -
A +

Son zamanlarda sınırlar ötesinde gerçekleştirdikleri birçok faydalı etkinlik ve inşa ettikleri eserlerle Türkiye'nin adını duyuran iki kurumdan bahsetmek istiyorum.

TİKA ve Yunus Emre Enstitüsü'nden...

TİKA (Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı) Ocak 1992 tarihinde Dışişleri Bakanlığı'na bağlı bir uluslararası teknik yardım teşkilatı olarak kurulmuş; daha sonra doğrudan Başbakanlığa bağlı bir kurum olarak çalışmaya başlamış. Yunus Emre Enstitüsü ise Türkiye'nin diğer ülkeler ile kültürel alışverişini artırıp dostluğunu geliştirmek amacıyla Mayıs 2007'de kurulan bir kamu vakfı.

Ülkemizin 90'lı yıllarda Orta Asya konusundaki ilk önceliği, Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra bağımsızlığına kavuşan genç Türk devletlerinin uluslararası toplum tarafından kabul edilmesi olmuştur. Bu devletlerle (Kazakistan, Tacikistan, Özbekistan, Azerbaycan ve Kırgızistan) ortak bir dile, ortak bir hafızaya ve ortak bir kültüre sahip olmamız ikili ve bölgesel ilişkilerin güçlenmesine zemin hazırlamıştır. Türkiye'nin ilk başta sosyal, ekonomik ve kültürel alanlarda yaptığı yardımlar, zaman içinde uzun soluklu projelere, kalkınma merkezli iş birliği çalışmalarına dönüşmüş. Buna bağlı olarak yapılan faaliyetleri koordine edecek bir organizasyon ihtiyacı doğmuş ve bu doğrultuda Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) kurulmuştur.

TİKA 48 ülkede, 50 Program Koordinasyon Ofisi ile faaliyet göstermektedir. Ülkemiz, TİKA aracılığı ile Pasifik'ten Orta Asya'ya, Orta Doğu ve Afrika'dan Balkanlar'a, Kafkasya'dan Latin Amerika'ya kadar birçok ülkede okullar, kütüphaneler inşa etmiş, üniversitelere teknik donanım yardımları yapmış, eğitim, sağlık, restorasyon, tarımsal kalkınma, turizm, sanayi alanlarında birçok proje gerçekleştirmiştir. Yıkılan camiler tekrar inşa edilmiş, minareler yeniden yükselmiş, söndürülmeye, unutturulmaya çalışılan manevi atmosfer küllerinden yeniden doğmuştur. TİKA bugün, ofislerinin bulunduğu ülkelerle beraber yaklaşık 100 ülkede kalkınma merkezli iş birliği çalışmaları yapmaktadır.

**

Yunus Emre Enstitüsü ise yurt dışında kurduğu merkezlerde eğitim ve öğretim çalışmalarının yanı sıra, kültür ve sanat faaliyetleri yürütmekte, bilimsel araştırmalara destek vermektedir. Yunus Emre Enstitüsü'nün bugün itibariyle yurt dışında 30'un üzerinde kültür merkezi bulunuyor. Bu merkezlerde isteyen herkese Türkçe öğretiliyor. Çeşitli seminerler, sempozyumlar, konferanslar ve paneller düzenlenen merkezlerde, kültür ve sanat dünyasının önde gelen isimleri sanatseverlerle buluşuyor. Yunus Emre Türk Kültür Merkezleri'nde bilimsel projeler, kültürel etkinlikler ve kurslar aracılığıyla bir taraftan Türkiye'nin tanıtımına katkı sağlanırken, diğer taraftan Türkiye ile diğer ülkeler arasında dostluk pekiştirilerek ve kültürler arasındaki münasebetler artırılıyor.

Yakın zamanda Balkanlar'daki sıcak çatışmalar esnasında, Osmanlı kültür ve medeniyetinin mirası, kasıtlı olarak tahrip edilmiş, bazı eserler ise tamamen yok edilmiştir. Bu savaşın, özellikle Balkanlar'daki Türk tarihinin izlerini silmeye ve Balkan kültürü ile olan tarihî bağımızı koparmaya yönelik yapıldığı açıkça görülmektedir. İşte bu kültürel yıkımın etkisini ortadan kaldırmak için Yunus Emre Enstitüsü, kaybolmaya yüz tutmuş ya da unutulmuş geleneksel Türk el sanatlarını tespit ediyor. Balkanlar'da yeniden canlandırılması ve geliştirilmesi için de çeşitli sanat dallarından uzmanlar ile, bu alanlarda açılan meslek edindirme kurslarında eğitim veriyorlar.

**

Bu iki kurumu, Türkiye'nin yurt dışında çil çil kubbeler serpen ve medeniyetimizin yeniden doğuşunu gerçekleştiren öncü güçler olarak görüyorum. Yaptıkları işler takdire şayan. Türkiye'nin var olduğunu, geleceğe emin adımlarla ilerlediğini insanî yaklaşımla bütün dünyaya gösteriyorlar. Avrupa Birliği, istediği kadar almamak için dirensin, Türkiye, Osmanlının izlerini yeniden canlandırarak çoktan Avrupa içlerine girdi bile... Üstelik içimizdeki Batı yanlısı ikiyüzlü ihanet çetelerinin bütün engellemelerine rağmen...

Bu sebeple başarılı çalışmalarından dolayı bu iki kurumu ve vesile olanları kutluyorum.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.