Bahar...

A -
A +

"Beni hep bu güzel havalar mahvet..." der  Orhan Veli. Güneşin göz kırpması, doğanın canlanması, dalların çiçek açmasıyla geldi bahar ayları, gevşer gönül yayları... Âşık olma mevsimi geldi, işte aşkın emareleri;

-Aşk, 7/24 şapşal şapşal sırıtmaktır. Uçar gibi yaşamak, çığlık atmak istemektir!

-Hayatı 'şaşkın' şekilde idame ettirmek ve durumun farkına ancak çevredekilerin dürtmesiyle varmaktır...

- Sevdiceği görende mideye kramplar girmesi, aşure pişmesidir! Kalbinin huniden geçiyormuşçasına sıkışması, sonra birden gelen kalp çarpıntıları ve engellenemez bir gülümseme...

-Sınırsız neşe, hiperaktivite. Telefon zırlamasına aşırı hassasiyet...

-Adrenalin seviyesinin tavan yapması... Rahat batması... Beynin tüm fonksiyonlarını bir kenara bırakıp, yalnızca "O'nu görebilmek için bahane üretmek" adına çalışması...

-Aramadığında kramplar giren mide...

-Kavga edildiğinde dünyayı algılamada güçlük çekmek. İntikam ateşiyle ondan uzak durmak, sonra da 'benden niye uzak duruyor?!!' diye kafayı yemek...

- "Şunu da geçerken atıver" diye ele tutuşturulan çöp torbasıyla dolmuşa binmek. Sarf ettiği en salak kelimeye bile iki milyon elli sekiz bin farklı mantıklı bakış açısı geliştirmek, abartı hassaslaşmak, "acaba ne demek istedi?" diye saatlerce düşünmek.

-Her türden, telden saçma sapan aşk şarkılarının aslında ne kadar deriiin ve anlamlııı ve doğruuu olduğunu düşünmeye başlamak... Bir de bunları dinlemek... Üst üste durmadan dinlemek...

-Havada aşk solumak! Gidilen her yerde 'aa bu onun parfümü' diye düşünüp "acaba etrafta olabilir mi?" diye salak salak bakınmak...

-O, karşıdan gözükünce suratta beliren aptal ifadeyi engelleyememek, insanları doğayı ay yani ne bileyim apayrı bir sevmek, her şeye "olur, tabii, elbette, recaa ederim!" diye cevap vermek...

-Onunla telefonla konuşurken evi su bassa da fark etmemek, arayıp sormadığında kafa atmak istemek.

-Milat olarak O'nu kullanmak, her şeyi ondan önce ve ondan sonra olarak kategorize etmek...

-Ani öfke nöbetleri, ani sevgi nöbetleri, ani nöbetler, yüksek oranda tebessüm ve gözyaşı tüketimi, yüksek oranda trip atmaca tutmaca...

-Arada normal arkadaşlara, kasaba da hayatım, aşkım gibi sevgi sözcükleriyle hitap etmek...

-Bu yazıyı okurken her satıra kafa sallayıp, düşününce "hakkaten böyle yapıyorum yav?" demek...

Not: Erken teşhis hayat kurtarır.

Ninem diyor ki; Âşık dünyayı maşukasının aynası sanır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.