Otobüs ahalisi

A -
A +
Fahri muavinler; Bu vatandaşlar otobüse bindikleri andan itibaren şoförün kankasıdır. Akbil, bilet basmazlar. Selam verip muhabbete dalarlar. Geçenlere yol verirler. Kesinlikle yerlerinden ayrılmazlar. Seyir hâlindeyken şoförle konuşma yasağı umurlarında bile değildir. Kimi zaman şoförün kızdığı diğer sürücülere onun yerine küfürler yağdırıp destek olurlar.

Dedikoducu teyzeler; Bu teyzeleri susturmanın mümkünatı yoktur! Gelinlerinden girip, damatlarında mola verip, komşularından çıkarlar. Herkes haksızlık etmiştir bu teyzelere. Hep iyi niyetinden kaybediyordur. Gözlerine kestirirlerse size  ayaküstü damat/gelin  adayı bile bulabilme vasıfları vardır...

Beleşçi okurlar; Gündemi takip eden yolculardır. Ancak, yandakinin veya öndekinin gazetesinden. Hatta abartıp gazete okuyan kişi sayfa çevirdiğinde sinirlenirler. Bu sinirlerini de belli ederler. Çünkü, henüz bitirmemişlerdir o sayfayı. Zararsızlardır. Rahatsız edici olsalar da bırakın okusunlar garipler. 

Otobüsü kaykay zannedenler; Bunlar otobüsün karizmatik tayfasındandırlar. Otobüs hareket halindeyken hiçbir yere tutunmazlar. Şoförün ani manevralarını kıvrak vücut hareketleriyle savuştururlar, bazen de yere kapaklanırlar.

Ön cam yolcuları; Sıkış tıkış otobüse ön kapıdan binmiş veya boş olsa dahi oturmayıp çevreyi ön camdan takip eden yolculardır. Gittikleri yolu görürler. Duraklarda kapı açıldığında bir rüzgâr esip bunların saçlarını havalandırır. Dikkatli baktığınızda orada bir Kristof Kolomb görürsünüz. Gemisinin güvertesinde Amerika'yı keşfetmeye gidiyordur.

Yer verilmesi için psikolojik baskı yapanlar; Otobüse bindikleri andan itibaren yerinizde gözleri vardır. Başınıza dikilirler. Ağrıları sızıları olduğunu belli edecek sesler çıkartırlar. Eğer kalkmazsanız gözlerini size dikerler. Telepati yetenekleriyle beyninize hükmederler. "Bana yer ver. Bana yer ver" sesleri duyarsınız derinlerden bir yerlerden. Kalkarsınız da mecbur...

Şoföre isyan eden yiğitler; Şoförün tek çekindiği yolcu tipidir. Şoför, "Arkalara doğru ilerleyelim" dediğinde "Yer mi var da ilerleyelim" derler. Otobüs dolduğu hâlde yolcu almaya devam ettiğinde, "Kaptan daha nereye yolcu alıyon?" diye çıkışırlar. Otobüs yavaşsa, "Kaptan hadi biraz hızlı, işimiz gücümüz var" diye kükrerler. Her otobüste olmalıdır, duygulara tercümandırlar.

Uyur taklidi yapanlar; Gençtir  bunlar. Otobüse binen yaşlılar bünyelerinde uyku etkisi yapar. Hemen ağırlaşır gözleri. Rüyalara dalarlar. Arada da tek gözlerini açıp başımda yaşlı bekliyor mu, tehlike geçti mi diye kontrol ederler.

"Kaptan arka  kapı!" adamları; İneceğiniz durağa geldiniz ve kapı açılmadı mı? Ne yapacağınızı bilemiyor musunuz? Ümitsizliğe mi düştünüz? Paniğe lüzum yok. "Kaptan arka kapı"cılar hemen yanınızda. Onlar bir haykırsın açılmayacak kapı yok bu dünyada!..

Kimsenin açamadığı camı açabilen kahramanlar; Otobüs camları efsanedeki kayaya saplanmış kılıç gibidir. Herkes gelip kayadan çekmeye çalışır ama çekemez. Çünkü, kılıcı gerçek sahibi yani "kral" çekebilecektir. Otobüs camında da durum aynıdır. Birileri rica eder, "Camı açabilir misiniz?" diye. Nice yiğitler dener, ama nafile. Sonra bir kahraman çıkar ve açar camı sonuna dek. İşte, o andan sonra otobüste ondan kralı, ondan havalısı yoktur...

Ninem diyor ki; Yoldan kal, yoldaştan kalma...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.