Bir katliamın yaşandığı alanda gülerek fotoğraflanan tüm malum siyasilere;
Neden sonuna kadar devam eder ki kahkahan?
O kahkahalar birilerinin yanaklarından süzülürken.
Senin yüreğin rahat ya,
Umurunda mı acıdan inleyen?
Sızlanma...
Ovuşturma boşuna.
Kanayacak tabii yürürken bile dizlerin
Nefsin seni sürekli ittirirken!..
Üzerin buzlarla kaplı,
Ruhun mat, bedenin donuk.
Güneş sana ne kâr eder?
Sayfiyede de koştursan, sen ezdikçe çimenleri
Sanır mısın ki ruhunda açacak çiçekler?
Toplanıp hep birden gelse de
Cami avlusuna kefenlenen bebeler,
Ya da binlerce şehide yaş döken gözler,
Hatta hunharca katledilmiş bedenler,
Utanır mı ki doyumsuzlukla ihanetle demlenen nefisler?
Seviniyorsun sonbahar gelmiş.
Yıkan bari yağmurları kesilmeden.
Bil ki; tövbeler rahmet çiseler...
Çünkü bir gün,
Çıngırağı kuzunun boynunda sanacaksın,
Ve bir bakacaksın
Çıngıraklı yılandanmış meğerse haber!..
Bardağa vura vura karıştırsan da,
Durduğunda hep dibe iner şeker...
Neyine bu kadar güven?
Bilir misin ki ebedi karanlık ne zaman çöker!
Ninem diyor ki; Hain içerden olunca kapı kilit tutmaz.