Müze kart…

A -
A +
Tarihi 'Muhteşem Yüzyıl'dan, muhteşemliği de sadece diziden ibaret sayanlardan değilseniz, düşün peşime... Size bir müjdem var; saraylara girebilmek için asilzade olmamız şart değil! Zira kırk liraya alacağımız bir  ‘Müze Kart'la  saraylar dahil tüm müzeler ve ören yerleri bedava. Bu faideli tüyolar da;
- Müze, Salı pazarında yürüyormuş gibi el kol sallayarak gezilmez. Sergilenen eserler arasındaki uzaklık buna müsait değildir, ayıptır da. Eserlere ilk bakılan an oldukça önemli. Gözleri hafif kısın, gerekirse bir elinizle çenenizi ovuşturarak ‘pek bi ilgileniyorum’ imajı yakalayın. Bir eserden diğerine geçiş süresini iyi ayarlayın. Yalı kazığı gibi önünde dikilmeyin, sizden başkaları da var!
- “Bi tek şu 'Kaşıkçı Elması'nı satsak bütün dış borçlarımızı öderiz ha!’’ felsefesinde yorumlar yapmak, “tarihî eserlerimizi hep ecnebiler çalmış, biz olmasak müzeleri boş kalacak” diye böbürlenmek, eseri yıkıp yerine çok katlı otopark yapma hayalleri kurmak, sergilenenler arasından beğenilen parçalar için zihninden salonda yer hazırlamak yasaktır...
- Kabul, birçoğumuz çocukken ‘tarihî eser’ bulma hevesiyle kazılar yaptık, bulduğumuz her oyuklu taşı sır gibi sakladık falan... Ama onlar eskidendi, lütfen gezi esnasında herhangi bir nesneyi cebe atmayalım...
-Eş, sevdicek zoruyla gelmiş, kulaklıkla müze gezen beyler... Müze’den anladığınız; tuttuğunuz takımın kupalarını götürdüğü yer olabilir. ‘Ortam tarih kokuyor bir de Mozart’tan dört mevsim’i patlatayım, ambiyans tam olsun’ gibi yapıp radyodan maç dinlemeyin.
- ‘Tarihe adını altın harflerle kazımak’ öyle eserlerin orasına burasına kalp çizmekle, yüzlerce yıllık mermerlere isim kazımakla, ‘bunu yazan tosun’larla olmaz. Haa, yıllar hatta yüzyıllar sonra bile birilerinin size küfretmesini istiyorsanız olabilir...
- Karpuz seçer gibi her şeyi elle yoklamak deneyimci kimliğimizin naçizane bir yansıması. Ve fakat lütfen bari bu hafta tarihî esreleri dokunmadan inceleyelim! Mıncıklamak suretiyle kalite kontrolünü yapmadan, sarılmadan, kol atmadan, hareket çekmeden fotoğraf çekinelim.
- Fazla tesir altında kalıp hafta bitiminde sözde enteller gibi antikacıdan ahır kapısı alıp salona taktırmaya kalkmayın...
- Malum, müze ziyareti, bir turist refleksi. Memlekette herhangi birinin iki kilometre yakınına dahi yaklaşmazken, yurt dışında kendilerini gidilen ülkenin kültürlü kollarına bırakma ve romanesk anılar biriktirme heveslilerini de aramızda görmek istiyoruz…

Ninem diyor ki; Gafleti çok olanın devleti yok olur.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.