Ölçü…

A -
A +
Padişah, çok kıymetli kumaşı Terzibaşına verir ve bir kaftan için ölçü alınmasını ister. Terzibaşı kumaşı görünce aklı başından gider. Ömründe böyle güzel bir kumaş görmemiştir. Tahmin için eline arşın alır ve der ki; “Sultanım, üstatlar, 'Bin ölç bir kes, ölçmeden kumaşa el vurmasın hiç kes (kimse)' demişler. Baktım ki bu kumaş kaftan olmaya el vermez, bir çeyrek daha gerekir ki sultanımıza layık bir kaftan olsun.” 
Padişah çaresizdir, “Biraz dursun” der ve  kumaşa uygun parça bulunması için şehir ve vilayet aranmasını emreder. Her ne kadar şehir baştan başa aranır ve memleket boydan boya taranırsa da ona uygun bir kumaşın benzeri dahi bulunamaz.
Padişah düşünür ve bir başka terziyi davet eder; “Şu kumaştan bana iyi bir elbise yapıver” der. Usta terzi de, "Bismillah" deyip iki dizi üstüne gelir. Kumaşı şöyle bir tahmin edip makasını eline alır, Padişahın nasıl gönlünden geçerse işte tam öyle...  Birkaç gün sonra da hakikaten sultanlara yaraşır bir kaftan elinde, saraya gelir. Padişah çok sevinir, terziyi  ihsanlara boğar..
Nice zaman sonra, bir gün padişah gezmeye çıkar. Şehri dolaşırken bir erkek çocuğunu aynı kendi eşsiz kumaşından dikilmiş bir elbise ile görür! Padişah hayret ederek araştırır. Çocuğun, kendi elbisesini diken terzinin oğlu olduğunu öğrenir. Terziyi getirtip sorar:
- Bu elbisenin parçasını nereden buldun?! 
- Sultanım size dikilen elbisenin artan parçasıdır. 
- Yahu bizim Terzibaşı "Bu kumaştan bir kaftan çıkmaz" dedi. Sen hem tam çıkardın hem de oğluna kaftan yaptın, nasıl oldu?” deyince terzi, cevabı yapıştırır;
- Sultanım onun oğlu büyük, size kaftan çıkmaz demesi onun içindi. Bizim çocuk ise küçük…
 
Ninem diyor ki;  Yanlış dirhemle doğru ölçü olmaz.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.