Emeğe saygı…

A -
A +
Bayrama iki gün kala; temizlik yapmaktan, tül perde asmaktan, tatlı açmaktan ve bilhassa zeytinyağlı yaprak sarması sarmaktan el derileri büzüşmüş, bitap düşmüş tüm hemcinslerime selam saygı ve ekstra hörrmetlerimle…
Dedektif Dik yine esrarengiz bir olayla karşı karşıyaydı. Saldırgan, burnunu mıncırarak bayılttığı kurbanlara limon sıkıyor, üzerinde "Emeğe Saygı" yazan bir asma yaprağı bırakıp kaçıyordu!
Yoğun ve uzun çabalar sonucu saldırgan bulunmuştu... Rutubetli sorgu odasının loş ışığı altında masum yüzlü, ufak tefek, narin bir bayan oturuyordu... "Şaşırdınız mı dedektif?" diye söze başladı. "Öyle taze gelin gibi süzülmeyin de oturun anlatayım; zeytinyağlı yaprak sarması Türk mutfağının taçsız kralıdır! Sofraların, damakların vazgeçilmezi bu fantastik yemeği hazırlaması saatler, yemesi saniyeler alır. Bu gastronomi harikası yemek emek işidir! Yürek işidir! Kariyerin ta kendisidir! Yaa dedektif, bi git!..  Yürü git!.. Bana marka müdürüymüş, insan kaynakları uzmanıymış, hukuk danışmanıymış falan gibi kariyer safsatalarıyla gelme!! Asıl ‘incecik sarma yapabilen’ kadındır kariyerde zirveye oturan! Ühüüü, su alabilir miyim? gluk, gluk...
Her misafir, her bayram, her bayram ama, her seyran arifesinde annelerin, geleneklerin önümüze yığdığı bir işkence bu! "Hadi kızım, sen güzel sarıyorsun incecik" deyip “Aa, sarmasız bayram olmaz hanım” siparişini verip seni oturtuyorlar. O koca tencere sarma içini, Everest yüksekliğinde haşlanmış yaprakları görünce... Pardösünün cebinden şırrrakk diye deli raporunu çıkarıp masaya koymak istiyorsun, ama... Parmaklar buruş buruş olana dek sarıyorsun...
Fırkh... Haşlandığı için birbirine geçmiş yaprakları aç, akabinde dalı-budağı varsa kes, içerisine çay kaşığı ile iç koy, içi fazla koyma ki pişerken pörtlemesin, yanları katla, serçe parmak kalınlığında dağıtmadan ve ahengini bozmadan sar, imece usulü sarılıyorsa karşındakilerin sarışını eleştirip kikirdeş, minimum üç dolma katı diz, arada kaçamak kuş üzümlü, dolmalık fıstıklı enfes için tadına bak, yakalanma, en üste de dilimlenmiş limonları diz... Ne büyük bir uğraşıdır, bu ne şaşaalı bir iştir ya Rabbi. Sırt ağrısı, bel ağrısı, ayaklarda uyuşma, boyun tutulması, gözlerin sulanması da cabası!..
Yerken bitirilen sırayı görünce, o bir sıra için ne kadar zaman -emek- yürek harcadığınız aklınıza geliyor dedektifim gomserim!.. Hoş afiyet şeker olsun, ama binbir zahmetle sarılan sarmalara gelip geçerken aşırmak suretiyle çerez muamelesi yapanları, tek seferde löpür diye yutanları görünce şuurumu kaybettim sinirden! O yaprakları tek tek sararken yeşile çalan, buruşan, soğan kokan ellere birazcık saygı için, "Yovaaaşş" lütfen. Evet, saldırgan benim. Küba'dan puro sarma için transfer olmak üzereyim. Zeytinyağlı yaprak sarması gibi, insanüstü emek isteyen işi yapan ‘dolma sarıcılarının’ sesini duyurmak ve intikamını almak için yaptım!.. Pişman değilim… Uzmanlar ‘Kavurma dokunur mu falan’ı geçsin, bu bayram herkes sarmaları dikkatli tüketsin… 
 
Ninem diyor ki; Bağa bak üzüm olsun, yemeye yüzün olsun...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.