Bana bir şey olmaz...

A -
A +
Erkek adam ağlamaz. Yorulmaz, yenilmez, yılmaz! Hele hele de Türk erkeği... Her daim cesur, asla sarsılmaz... Bittabi en ufak bir zayıflık, yenilgi, gözyaşı göstermez. Hanım evladı gibi sızlanmaz, acı çektiğini belli etmez, O'na bir şey olmaz, hele hele hiç hastalanmaz...
Ancak kadınlar hastalanabilir... Zaten hep hastayızdır. Dışarı çıkarız, kalabalığa girdiğimizde (Nazar mı olduk ne) başımız ağrır, durduk yere (Yediğimiz mi dokundu ne) kollarımız kaşınır... Biri bize yan baksa isilik dökeriz... Biri yanımızda burnunu silse zatürre oluruz... E, kadın kısmı narindir, çabucak hastalanır, eşinden ilgi bekler, şefkat bekler... Baksa ya ateşimiz mi vardır?... Ay, kırıcı sözlerinden çok müteessir olmuşuzdur tansiyonumuz tavan yapmıştır... Tırnağımız kırılmıştır... Elimize bir şey batmıştır... Cereyanda kalmışızdır... Başımız tutmuştur... Doktor çağırsa ya! Ya da ambulans... Yok yok, Sağlık Bakanlığı'nı ayaklandırsa ya!
Ama erkeğin hastalanmaya hakkı yoktur... Amaan, onun hastalığı da hiç çekilmiyordur. Mız mız mız. Çocuk gibidir, ilgi beklemektedir (bir tas çorba)... Koskocaman adam dişçiden korkuyordur (Kik, kih)... Ay, azıcık üşüttü diye yorgan döşek yatıyordur.. Cık, cık...
Onlar da etten, kemikten... Biz neredeyse her gün bir hastalık yaşıyor, bir eczane açacak kadar ilaç biriktiriyoruz. Hasta olmasak bile sabahları birer tane Sevgilimisin, sabah akşam ikişer adet İlgi-Forte, altı saatte bir de Şefkatoks şurubuna ihtiyaç duyuyor ve bunları almazsak derhal elden ayaktan düşüyoruz... Peki o zaman erkekleri bu kadar zorlamak, zayıf anlarının da olabileceğini kabullenmemek niye?..
Bırakın bu akşam da "Yağmur yağacak galiba, bacaklarım sızlıyor" cümlesini o söylesin... Bırakın filmin en acıklı sahnesinde biz hüngür foşurt ağlarken onlar "Adam şimdi şuradan atlayacak, kurtulacaklar", "Çekim iyi ama" gibi teknik çıkarımlar yaparak gözlerindeki buğuları savuşturmaya çalışmasın... Bırakın hep banyoda, köşede, bucakta bir başına ağlamasın... Bırakın o da hatalar yapsın ve hiç olmazsa sizin yanınızda yüzüne vurulmasın, ayıplanmasın...
Bırakın eviniz, çevreniz beş yaşından beri başı hiç şefkatle okşanmadan yaşlanmış adamlarla dolmasın... Bırakın lütfen onlar da mızmızlansın, yorulsun, ayda yılda bir hastalansın...
Erkek adamlar zaten ruhlarındaki sızıları ifade edemiyorlar, bırakın bari bedenlerindeki sızıları ifade etsinler... Saçımda zambaklar, elimde papatyalar "Mutlu olalım, erkekler çiçektir; yolmayalım" diye sayıklamıyorum. Yalnızca şunu söylemeye çalışıyorum; Sadece kadınlar üşümez hanımlar, hava hep soğuk...
 
Ninem diyor ki; Evceğizim evceğizim, saklar benim halceğizim.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.