Beyaz atlı prens

Yüz kişiye sorduk cevaplar benzemekte. Şu gıcık izdivaç programlarındaki gibi; “Kriterleriniz nelerdir?” dendiğinde deli kızın türküsü giriyor devreye;

Tarihte örnekleri var; aşk için tahtını bıraksın tacını bana devretsin, Ferhat da kimmiş? Aşkı için Etna yanardağını delsin! Eros mosmor kalsın, Mecnun bu sefer hasedinden delirsin. Ama cep telefonu çölde bile çeksin, "Develerle toplantıdaydım hayatım" diyemesin.

Gökyüzünden yıldızlar toplasın, doldurup zarfa postalasın bana, romantik olsun ama abartıp kalkmasın gitar falan çalmaya. De l'Amour'u, Shakespeare'i, bütün ozanları ezberlesin aşka dair ne varsa. Lakin uzatmasın fazla; kâfidir "Bu kalp sana mecbur" yazarsa bizim evin karşısındaki duvara...

Hayata teyel atmasın, bir dikiş tuttursun, miyop olmasın uzağı da görebilsin. Yüksek açılı astigmat teşhisi konsun. Gözü benden başkasını seçemesin. Hele bir "Tek çiçekle bahar geçmez" desin, ah ederim ki; çiçeği burnunda solsun, derdinden terbiye olsun!

Hazır SMS'ler yollamasın, otursun adam gibi kendi kaleme alsın, eli değmişken adıma şiirler döşesin, ee, bir iki de beste yapsın... Kara sevdaya karsın, aşkından yansın, yansııın ki ne yansın... Amma, "Yakarım bu şehri beh!.." tribiyle  psikopata bağlamasın!

Armudu sapıyla, üzümü çöpüyle, pekmezi küpüyle yesin. ‘Şişman’ sevsin, yedirsin içirsin. Üzerime titresin... Titretsin, efelensin, öff öff, titretsin yeri de göğü de, pisi gibi aslan parçası, otursun dizimin dibinde... Light olmasın dediysek, kaçırmasın kantarın topunu, ayarını, "Hayt huyt Deli Balta" modeli hareketlerin yok lüzumu, bozmasın asabımı!

Pembe panjurlu minik ev geyiğine artık kim kansın? Ev deprem yönetmeliğine uygun mu önce ona bir baksın. Pırlanta yüzükler parmağımı tartsın, şekerim baktıkça ömrüm artsın. Alsın bana yirmi dört ayar set, yağdırdıkça olsun kesesine bereket..

Usanmasın, seyretsin benimle saatlerce vitrinleri. Kabullensin farkı beyaz, ekru, bej ayakkabı arasındaki. Aa, rimelim mi akmış bi baksın, çayıma şeker atsın, karıştırsın, annemler bize taşınsın, ayol kaynanamı karıştırmasın...

 

Ninem diyor ki; Umut garibin ekmeği...