İyi eş

A -
A +
“Değişmeyen tek şey, değişimin kendisidir” demiş filozof Heraklitos kulakları çınlasın. Haklıymış...
Amerika’da yayınlanan Housekeeping Monthly dergisi 13 Mayıs 1955 tarihli nüshasında kadın okurları için büyük bir hizmete imza atmış ve “Good Wife’s Guide” yani “İyi Bir Eşin Kılavuzu” başlıklı bir yazı yayınlamış.. Ağzınız açık kalabilir, gözleriniz pörtleyebilir şimdiden uyarayım; hadi şimdi gelin 1950’lerde nasıl iyi bir eş olunurmuş birlikte bakalım;
-Yemek hazır olsun. Mümkünse ne yapacağınızı geceden planlayın. Bu, onu düşündüğünüzü ve ihtiyaçlarını dikkate aldığınızı göstermenin bir yoludur.
-Genelde erkekler işten aç gelirler ve güzel bir yemek (özellikle en sevdiği) ihtiyacı olan sıcak karşılamanın bir parçasıdır.
-Kocanız eve gelmeden önce hazırlanın. Bir 15 dakika dinlenerek onu dinç bir şekilde karşılayabilirsiniz. Makyajınızı tazeleyin, saçınıza kurdele takın, enerjik görünün. Tüm gün iş yorgunu insanlarla beraber olduğunu unutmayın.
-Neşeli ve ilgi çekici olun. Sıkıcı bir gün geçirmiş olabilir ve görevlerinizden birisi onu neşelendirmek.
-Eviniz düzenli olsun. Kocanız gelmeden son bir kere daha evinizi gözden geçirin. Ders kitaplarını, oyuncakları falan ortalıktan kaldırın. Masaların tozunu alın.
-Soğuk havalarda önünde oturup gevşeyebilemesi için şömineyi yakın. Kocanız dinleneceği ve huzur duyacağı bir sığınağa geldiğini hissedecektir. Böyle hissetmesi size de iyi gelecek, onun iyi hissetmesi için çaba göstermek sizi de kişisel olarak tatmin edecektir
-Çocukları hazırlayın. Yaşları küçükse ellerini ve yüzlerini yıkamak, saçlarını taramak ve gerekiyorsa giysilerini değiştirmek için birkaç dakikanızı ayırın.
-Kocanız geldiğinde evde gürültü olmasın. Bulaşık makinesi, kurutma makinesi ya da elektrik süpürgesi sesi duymamalı. Çocukları da sessiz olmaları için tembihleyin.
-Onu gördüğünüz için mutlu olun. Sıcak bir gülümsemeniz olsun. Onu içtenlikle memnun etmek isteyin ve onu dinleyin.
-Eşinize anlatmak istediğiniz bir düzine şey olabilir ama eve girdiği an bunun için doğru zaman değil. Bırakın önce o konuşsun. Unutmayın, onun konuları sizinkinden daha önemli.
-Akşamının güzel geçmesini sağlayın. Eve geç gelmesinden, dışarıya yemeğe ve başka eğlence mekânlarına sizi almadan gitmesinden şikâyet etmeyin. Eşinizin stresli ve gergin dünyasını anlamaya çalışın.
-Amacınız; evinizin, kocanızın kendini bedenen ve ruhen yenileyeceği; huzurlu, düzenli ve sakin bir yer olması.
-Onu şikâyetler ve sorunlarla karşılamayın.
-Eşinizi rahat hissettirin. Konforlu bir sandalyeye oturmasını ya da yatağa uzanmasını sağlayın. Sıcak ya da soğuk bir içeceği hazırlamış olun.
-Yastığını hazırlayın ve ayakkabılarını çıkarmayı teklif edin. Yumuşak, huzur veren, cana yakın bir tonda konuşun.
-Ona hareketleri hakkında soru sormayın, samimiyetini ya da dürüstlüğünü sorgulamayın. Unutmayın, evin reisi o ve her zaman samimi ve adil davranacaktır. Onu sorgulamaya hakkınız yok.
-İyi bir eş her zaman yerini bilir...
 
Ninem diyor ki; Kötü söyleme eşine, ağu katar aşına.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.