Narın tadı

A -
A +
İran'ın eski hükümdarlarından Nûşirevan, bir gün ve­zirleriyle dolaşırken yol kenarında gördüğü bir bahçeye girer, bekçilik yapan çocuktan su ister. Çocuk bahçede suyun bulunmadığını söyleyince yüklü nar ağaçlarına bakarak;
-Öyle ise bir nar ver de, susuzluğumu gidereyim, der.
Çocuk koşarak gider, olgunlaşmış bir tane koparıp hü­kümdara uzatır. Narı çok tatlı bulan hükümdar, bir tane daha ister ve nar gelinceye kadar bu bahçeye el koymayı tasarlar. O sırada çocuk ikinci narı getirir. Alıp da tadına bakınca bu defaki narı hükümdar çok ekşi ve acı bulur. Çocuğa sorar:
-Evlâdım, bu nar da evvelki ağaçtan değil mi?
-Evet, ondandır efendim.
-O hâlde evvelki nar tatlı olduğu hâlde bu neden acı?
-Efendim, aynı ağacın narının biri tatlı, diğeri acı olmaz. Şayet olmuşsa bir hikmeti vardır. Sakın hüküm­darımız niyetini değiştirip de iyi niyetli iken iyi tad, kötü niyetli iken de kötü tad tatmış olmasın?
Çocuğun bu ikazına hayran kalan hükümdar “Sen haklısın küçük bekçi” der. “Ben baştan iyi ni­yetli idim, nar da iyi tadla geldi. Sonra niyetimi değiştir­dim, böyle güzel nar yetiştiren bahçeye el koyma fikrine saptım, narın tadı değişti. Bana ekşi ve acı geldi. Şimdi niyetimi düzeltiyorum. Bahçeniz sizin malınızdır, kimse el koyamaz. Bir nar daha ver…”
Küçük bekçinin üçüncü defa getirdiği nar da, ilki gibi tatlı ve lezzetli olur. Hükümdar kendi kendini suçlayarak uzaklaşıp giderken "Niyeti güzel olan güzel neticeye lâyık olur" diye düşünür...
 
 
Ninem diyor ki; Niyet hayır, akıbet hayır.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.