Kanaat zor zanaat

A -
A +
Bir doyumsuzluk hâli sardı bizi gidiyor… Daha çok, daha fazla, daha iyisi, daha havalısına sahip olma hırsı… Ve bunları göstere belgeleye hava atma ihtiyacı!..
Bu neyin yarışı, neyin kompleksi, neyin savaşı? Herkeste ‘Ben en iyisine layığım, diğerleri değil’ hastalığı…
Asyalı avcıların maymun yakalamak için kullandığı bir çeşit tuzak vardır. Nasıl mı? Bir Hindistan cevizi oyulur ve iple bir ağaca veya yerdeki bir kazığa bağlanır. Hindistan cevizinin altına ince bir yarık açılır ve oradan içine tatlı bir yiyecek konur. Bu yarık sadece maymunun elini açıkken sokacağı kadar büyüklüktedir… Yumruk yaptığında elini dışarı çıkaramaz!
Maymun tatlının kokusunu alır ve yiyeceği kavrar, ama yiyecek elindeyken elini dışarı çıkartması imkânsızdır. Sıkıca yumruk yapılmış el, bu yarıktan dışarı çıkamaz. Avcılar geldiğinde maymun çırpınsa da kaçamaz...
Aslında maymunu tutsak eden bir şey yoktur. Onu sadece kendi bağımlılığı ve nefsi tutsak etmiştir! Oysaki yapması gereken tek şey elini açıp yiyeceği bırakmaktı. Ama zihninin açgözlülüğü o kadar güçlüdür ki bu tuzaktan kurtulan maymun çok nadir görülür.
Bizi tuzağa düşüren ve tuzakta kalmamıza neden olan şey, arzularımız ve onlara zihnen bağlılığımızdır. Tuzağa düşen maymunlar gibi nefsimizin kurbanı oluyor, sahip olmak için çabaladıklarımızın esiri oluyoruz. Ve dahi onların sonsuza dek bizim olacağını zannediyoruz…
Nesneler, eşyalar, makamlar, etiketler, para, kişiler… Oysaki biz buraya sahip olmaya değil, her şeyin sahibi olana kulluk yapmaya gönderildik unutuyoruz…
Tüm yapmamız gereken, parmaklarımızı da egomuzu da gevşetip benliğimizi ve bağımlı olduğumuz şeyleri serbest bırakmak.
Özetle; gerçek ve ebedî olana yönelip özgür olmak…
 
Ninem diyor ki; Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.