Havadan sudan

A -
A +
Şükür bu ramazan havalar serin gidiyor, susuzluk pek yok… “Ah-ı aaah… Nerde o eski ramazanlar?..” diyesim vardı daha genele yaydım; nerde o eski zamanlar?… Adım başı olmasa da sıklıkla çeşmeler vardı, başında yanında iple bağlı metal bardaklar olan. 'Filan kişinin hayratıdır' yazardı… Övünmek gibi olmasın, 'Türkiye Gazetesi Çeşmeleri’nden kana kana su içtiğimiz yıllardı. Sonra sular pet şişelendiler, kayboldu gitti çeşmeler. Sokakları bırakın evdeki sular bile şişelendi. O bel fıtığına sebep tipsiz damacana su şişeleri… Eskiden evlerin gelini mutfak tüpleriydi. Metalik gri ya da mavi olan özgün hâlleri, annelerin şirin, temiz imalathanelerine uymadığından, tüpler tülden, yünden kılıflarla bezenerek gelin gibi süslenirdi. Ama artık devir değişti!.. Sevimsiz damacana tasarımına gıcık olanların yeni hobisi; damacana elbisesi!
Eni konu bir pazar oluştu. Özel dikim gelinlikler mi istersin? Kıllı yünlerden peluş tulumlar mı istersin? Dantellisi, nakışlısı, fırfırlısı janjanlısı her zevke göre süslü yüzlercesi mevcut. Yalnız, damacanasının psikolojisi biraz olsun düşünülüyorsa (malum tombulcana) seçimin enine çizgiliden yapılmaması gerekir! “Damacana elbisesi ne yaaa??” demeyin. Beterin beteri; aynı derecede abuğu ve daha korkuncu; ‘bebek şeklinde poşet torbası!’ var. Aman diyeyim...
Neyse efem, damacananın ‘hem mutfağa yakışmasını!’ hedefleyen bu buluş aslında mantıklı ve de sağlıklı! Malum su damacanaları, cüsseleri ve kafalarındaki o acayip sesler çıkaran tulumbaları sayesinde Google Earth’den bile kolayca görünebilirler. Tipsizler! Ayrıcana polivinil klorür kaplara kılıf, hava ve gün ışığıyla birleştiğinde kısa sürede yosun tutma özelliğine sahip olan suyun, ağzımızda yosunumsu tatlar bırakmasını önler.
Aslında, oklavaya bile kılıf ören bir kültürde damacana elbisesi normaldir. Hanımlar, evlerine sonradan giren damacanayı çiçek gibi mutfağına yakıştıramıyor, tabii içleri rahat etmiyor. O öyle çıplak kaldıkça da içlerine dert oluyor... Her evde mutfak dolaplarına dantel koyan, ankastre beyaz eşyaların üzerine bir şey serememekten muzdarip, cep telefonlarına enteresan kılıflar örmüş, kullanılmadı diye az biraz da küsmüş, “şu senin bilgisayara da bir örtü uydursaydık” diye içi giden anneler var... Benimkini, geçen yaz vantilatörün üzerine dantel örttüğünde kendi hâline bıraktık. Ninem ise, seri paspas-patik üretimine ara verdi, bu aralar saksıya lizöz örüyor harıl harıl. Yemin olsun bak...
Ezcümle; renkli, yetenekli ve eğlenceli Türk hanımları, teşvik edilmelidir! Buuu, yeteneğin dört duvar arasına hapsolmuş hâlidir! En umursamazı bile reçel kavanozlarını, şokella bardaklarını öyle bir giydirip sıraya sokar ki, Paris moda haftası sanırsın... Sanat çevrelerince desteklenmelidir acil seçim vaatleri kapsamına alınsın! Ama sayın İnce, almasın. Elif’i görse mertek sanır; O bunu da yanlış anlar, ya da ters tutar afedersin bacım...
  Ninem diyor ki; Öküzün önünde, eşeğin arkasında, aptalın her yanında kendini sakın...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.