Hilebazın karnı doymaz!

A -
A +
Solomon Adaları'nda yaşayan yerlilerin ilginç bir ağaç kesme yöntemi olduğunu biliyor muydunuz?
Elektrikli testere gibi teknolojik imkânlardan mahrum olan yerliler, baltayla kesemeyecekleri kadar kalın bir ağacı fısıldayarak deviriyorlarmış… Evet, yanlış okumadınız; fısıldayarak!
Baltayla deviremeyeceklerini düşündükleri ağacın karşısına dizilip hep bir ağızdan ağaca kötü sözler fısıldıyorlarmış. Bunu yaparken her bir ağacın içinde bir ruh taşıdığına inanıyorlarmış. Kötü fısıltıların bu ruhu güçlendirip ağacı terk etmesini bekliyorlarmış. Bir süre sonra ağaç kurumaya yüz tutuyor, ardından da devriliyormuş...
Tıpkı ağaçlar gibi insanları da kötü sözler yıkar. Bu aralar kurumumuza karşı da iftiralarla bunu yapmaya çalışıyorlar.
Hakaret ve iftira sarf etmeden iki satır konuşmasını beceremeyen, edepsizliği bir sindirme vasıtası olarak kullanmayı hayat felsefesi edinmiş bazı bünyeler bilmeli ki; ne postuna bürünürseniz bürünün ne olduğunuz ortada!
Vakti zamanında, eşeğin biri bir aslan postu bularak sırtına giydi. Bu kılık değiştirmiş hâli ile hayvanları korkutmaya çalıştı ama pek başarılı olamadı. Dış görünüşü benzese de çıkardığı ses onun aslan değil eşek olduğunu hemen belli ediyordu. Duruma daha fazla kayıtsız kalamayan tilki alaylı bir şekilde seslendi;
“Eğer bizleri gerçekten korkutmak istiyorsan, sadece postunu değiştirmen yetmez; anırmanı da değiştirmen lazım...”
Tıpkı La Fontaine’in bu hikâyesindeki gibi dünyada böyle çok eşek, sırtlan, kalpazan var. Kendini bir dev, herkesi eşek sanır! Foyası ortaya çıkıncaya kadar!..

Ninem diyor ki; Hile ile iş gören, mihnet ile can verir.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.