Lafı gediğine koymak

A -
A +


Kulaklarının büyüklüğü ile ünlü Galile’ye hasımlarından biri; “Kulaklarınız, bir insan için biraz büyük değil mi?” diye sormuş. Galile de adama cevap olarak; “Doğru, benim kulaklarım bir insan için biraz büyük ama, seninkiler bir eşek için fazla küçük sayılmaz mı?” der.
***
Bir toplantıda, bir genç Mehmet Akif’i küçük düşürmek ister ve “Affedersiniz, siz veteriner misiniz?” diye bir soru yöneltir. Mehmet Akif hiç istifini bozmadan “Evet, bir yeriniz mi ağrıyordu?” şeklinde gence cevap verir.
***
Yavuz Sultan Selim Han, birçok Osmanlı padişahı gibi sefere çıkacağı yerleri gizli tutarmış. Bir sefer hazırlığında, vezirlerinden biri ısrarla seferin yapılacağı ülkeyi sorunca, Yavuz Sultan Selim ona “Sen sır saklamayı bilir misin?” diye sormuş. Vezir “Evet hünkarım, bilirim.” dediğinde, Yavuz Sultan Selim Han da ona; “İyi, ben de bilirim” diyerek vezirine güzel bir mesaj vermiş.
***
Meşhur bir filozofa; “Servet ayaklarınızın altında olduğu hâlde neden bu kadar fakirsiniz?’ diye sorulduğunda cevabı ibretliktir; ‘Ona ulaşmak için eğilmek lazım da ondan…”
***
Cenap Şehabettin’e: “Şu edepsize neden bir tokat vurmadın?” dediklerinde, şu cevabı vermiş “Eldivenim yoktu, iğrendim.”
***
Bir gazeteci ile Mahatma Gandi arasındaki diyalog; “Efendim, Batı uygarlığını nasıl buluyorsunuz?”
Gandi “Olsa iyi olurdu...”

***
İngiliz devlet adamı Winston Churchill, avam kamarasında konuşurken, muhalif partiden bir kadın milletvekili, Churchill’e kızgın kızgın şöyle seslenir; “Eğer, karınız olsaydım, kahvenizin içine zehir karıştırırdım” Churchill, oldukça sakin kadına döner ve lafı yapıştırır “Hanımefendi, eğer karım siz olsaydınız, o kahveyi seve seve içerdim.”
***
Napolyon’a; “Sen bu boyla ata bininceye kadar savaş biter” denir. Napolyon da “Aslında, savaş ben ata bindiğimde başlar” der...
***
Osman Yüksel Serdengeçti’ye sorarlar;
“Hayatta en çok kimden çektiniz?” Cevap gayet sakin; “Ben iki İsmet’ten çektim” der. “Biri İsmet İnönü, diğeri karım olan İsmet... Biri beni hürriyetimden diğeri zürriyetimden etti...”
***
Suriyeli bir gazeteci Necip Fazıl'a sorar; “Osmanlı bizi niye yıllarca sömürdü?” Üstad cevabı yapıştırır: “Osmanlı sizi sömürmüş olsaydı bu soruyu bana Fransızca olarak değil, Türkçe sorardın...”

***
Şeyh Şamil'e esareti sırasında Rus çarı tarafından mükemmel bir ziyafet verilir. Şeyh Şamil'in iştahlı bir şekilde yemek yediğini gören Rus çarı yanındakilere: "Korkarım bu dağlı, birazdan bizi de yer" diye söylenir. Şeyh Şamil bunu duyunca Çar’a döner ve şöyle der: "Korkmayın, dinimizde domuz eti yemek haramdır"
***
ABD’li gazeteciler 11 Eylül’ü kastederek Muhammed Ali’ye sorar: “Bu saldırıları gerçekleştirenlerle aynı dine mensup olmaktan utanmıyor musunuz?” Muhammed Ali cevaplar: “Peki siz Hitler’le aynı dine mensup olmaktan utanıyor musunuz?”


Ninem diyor ki; İnsanın aklı kadar edebi, edebi kadar da ederi vardır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.