Oradan buradan
22 Ağustos 2021 02:00
-Birisi “bi'şey dicem ama yanlış anlama” diye cümleye girdiğinde yüzde yüz üstüne vazife olmayan bir şey söylüyordur, net…
-‘Güzel çıktığım fotoğrafta yanımdakinin gözünün yaşına bakmam!’ diyorsan sen de bizdensin…
-Türk kahvesi yapınca en köpüksüzü kendime alıyorum; kimse bana fedakârlıktan bahsetmesin!
-“Yıllardır ruh eşimi bulamama sebebim belki de eşsiz bir ruha sahip olmam “ diyen kardeşim sana da selam…
-Dışarı çıkınca anneler; “Sen anca gez!”, evde yatınca; “sen anca yat!”
-Keşke veli olayı iş hayatında da olsa, mesela zam yapılmadı annen baban gelip sıkıntı çıkarsa…
-Medeni hâlim; “Yine kimin düğünü var?!”
-İlkokulda kırmızı kalemi tükürükle ruja dönüştüren kızların hepsi başımıza makyaj blogger’ı oldu çıktı!
-Her başarılı kadının arkasında en az on tane kıskançlıktan çatlayan kadın vardır.
-Her insan hata yapabilir; önemli olan bana yapmaması!
-“Sana ne!” kelimesi insanlığın en büyük buluşlarından; bir söylüyorsun karşındakine dut yemek düşüyor…
-Benim içime attıklarım göbeğe gidiyor herhâlde…
-Sezonun ironisi; Düğünlerde gelin damat fotoğraflarından slayt yapılması ve akabinde gelinin babasının ‘bunlar ne zaman buralara gitti, gezdi?!!’ diye beyninden vurulması…
-Çağımızın özeti; insanların psikolog gibi konuşup ruh hastası gibi davranması
-Annelerin eylül ayı anlayışı hüzün ayı falan değil, annelere göre eylül ayı; şişe domates, sos, tarhana, turşu, derin dondurucu…
-Sosyal medyada özentinin teki gitmiş Miami’ye gün batımı manzarası atıp “âşık oldum buraya!” yazmış… Erzurum’da da güneş batıyor gardaş… Batmıyor mu arkadaşlar siz söyleyin. Erzurumlular, korkmayın konuşun!
-Erkeklerin bu ‘sabaha karşı yola çıkma’ takıntısı nedir yahu? Şafak operasyonu gibi kör karanlıkta uyandırıp “Haydi tatile!”
-Göğüs boşluğunda iki akciğer arasında, sternumun arkasında diyafram kası üstünde, üçte ikisi orta çizginin solunda üçte biri sağında yer alan ‘kalbi’ bulup da kırıyorsunuz ya helal olsun!..
-Seksen yaşındaki ninem demişti ki; “Bir yaştan sonra çimlere bile yatamıyorsun. Ölmüş diye 112’yi arıyorlar. Tadını çıkar hayatın, git çimenlere uzan…”
-Elmas ile kömür aynı karbon sayısına sahip. Ancak moleküller yapıları sebebiyle biri elmas diğeri kömür. İnsanı düşünelim; Herkes topraktan yaratıldı. Ancak ahlak, merhamet, vicdan gibi kimyasal bağlar, onun asıl cismini belirler.
Ninem diyor ki: Sorma kişinin aslını, sohbetinden bellidir.
-‘Güzel çıktığım fotoğrafta yanımdakinin gözünün yaşına bakmam!’ diyorsan sen de bizdensin…
-Türk kahvesi yapınca en köpüksüzü kendime alıyorum; kimse bana fedakârlıktan bahsetmesin!
-“Yıllardır ruh eşimi bulamama sebebim belki de eşsiz bir ruha sahip olmam “ diyen kardeşim sana da selam…
-Dışarı çıkınca anneler; “Sen anca gez!”, evde yatınca; “sen anca yat!”
-Keşke veli olayı iş hayatında da olsa, mesela zam yapılmadı annen baban gelip sıkıntı çıkarsa…
-Medeni hâlim; “Yine kimin düğünü var?!”
-İlkokulda kırmızı kalemi tükürükle ruja dönüştüren kızların hepsi başımıza makyaj blogger’ı oldu çıktı!
-Her başarılı kadının arkasında en az on tane kıskançlıktan çatlayan kadın vardır.
-Her insan hata yapabilir; önemli olan bana yapmaması!
-“Sana ne!” kelimesi insanlığın en büyük buluşlarından; bir söylüyorsun karşındakine dut yemek düşüyor…
-Benim içime attıklarım göbeğe gidiyor herhâlde…
-Sezonun ironisi; Düğünlerde gelin damat fotoğraflarından slayt yapılması ve akabinde gelinin babasının ‘bunlar ne zaman buralara gitti, gezdi?!!’ diye beyninden vurulması…
-Çağımızın özeti; insanların psikolog gibi konuşup ruh hastası gibi davranması
-Annelerin eylül ayı anlayışı hüzün ayı falan değil, annelere göre eylül ayı; şişe domates, sos, tarhana, turşu, derin dondurucu…
-Sosyal medyada özentinin teki gitmiş Miami’ye gün batımı manzarası atıp “âşık oldum buraya!” yazmış… Erzurum’da da güneş batıyor gardaş… Batmıyor mu arkadaşlar siz söyleyin. Erzurumlular, korkmayın konuşun!
-Erkeklerin bu ‘sabaha karşı yola çıkma’ takıntısı nedir yahu? Şafak operasyonu gibi kör karanlıkta uyandırıp “Haydi tatile!”
-Göğüs boşluğunda iki akciğer arasında, sternumun arkasında diyafram kası üstünde, üçte ikisi orta çizginin solunda üçte biri sağında yer alan ‘kalbi’ bulup da kırıyorsunuz ya helal olsun!..
-Seksen yaşındaki ninem demişti ki; “Bir yaştan sonra çimlere bile yatamıyorsun. Ölmüş diye 112’yi arıyorlar. Tadını çıkar hayatın, git çimenlere uzan…”
-Elmas ile kömür aynı karbon sayısına sahip. Ancak moleküller yapıları sebebiyle biri elmas diğeri kömür. İnsanı düşünelim; Herkes topraktan yaratıldı. Ancak ahlak, merhamet, vicdan gibi kimyasal bağlar, onun asıl cismini belirler.
Ninem diyor ki: Sorma kişinin aslını, sohbetinden bellidir.