Benim gibi güneş enerjisiyle çalışanlar bilirler; hava kapalıysa keyfin yoktur… Malum kış; hava soğuk, gündem sıcak, moralimiz ılık. Bir başka deyişle banyoda çorapla ıslak terliğe basmışım gibi bir hayat… Takılmıyoruz, ortaya karışık devam ediyoruz;
-Keşke insanlarda da "reklamı geç" tuşu olsa… di mi?
-Matematikte de olur bazen. Değer verirsin yanlış çıkar.
-Gezen tavuk yumurtasının kolisi 60 lira olmuş. N’aaptı bu tavuk? Shengen vizesi alıp Avrupa turu yaptı zaar…
-Biriyle görüntülü konuşurken genellikle kendini izleyenler burada mı?
-Yeşil ışık arabalara 2 dakika, yayalara 22 saniye. Sanki motor bize takılı!..
-“Kim o ?” diye sorduğumda “ben” diyen herkese kapıyı açarız, net…
-Eczacılık iyi meslek değil mi? Hele de pandemi döneminde. Hem sağlıkçısın hem esnafsın... Farmakolojiye hâkimsin ama dükkân önüne tabure atabiliyor hatta içtiğin çayın dibini kaldırıma fırlatabiliyorsun... Miss…
-“Tüm dillerde ‘aynen’ demeyi öğrensem yurt dışında rahat bi on yıl yaşarım…” diye düşünenler birleşelim.
-Normalde odamdan mutfağa gidemem ama telefonda biriyle konuşurken bütün ili gezebilirim.
-Kadın; Makyajımı silip, yüzümü salisilik asitli yıkama jeliyle yıkayıp, maske yapıp, tonikleyip, C vitamini sürüp, serum pıtpıtlayıp, göz altı kremi, dudaklarıma nemlendirici, diz-dirsek-topuk için balsam sürüp uyuyacağım…
Erkek; Yatağın içinde çorabımı diğer ayağımın başparmağıyla çıkarıp uyuyacağım!
-Kendimizi motive etme şeklimiz: “Bu mal yapıyorsa ben de yaparım!”
-Ben sabahları bir dakika uykunun hesabını yaparken, saat 7.30’da durakta saçı başı yapılmış tam makyajlı kadınlar benim gözümde kahramandır!
-Pekiii… Hayatımıza fön çeksek düzelir mi?
-Elektrik kesilince “acaba sadece bizimki mi kesildi” diye camdan bakan insandan zarar gelmez…
-Mobil veriyi kapatıp wi-fi’yi açınca kendini kot pantolonu çıkarıp pijamaları giymiş gibi hissedenler burada mı?
-Bugün tam ucuz doldurma parfüm alıyordum ki mağazanın aynasında kendimle göz göze geldim ve dedim ki; “Aptallık etme sen Bihter Ziyagilsin!”
-Hani şey var ya; ‘Seni ben abartmışım’ aydınlanması… Fena…
-Dünyanın en büyük yalanı: "Üyelik sözleşmesini okudum ve şartları kabul ediyorum."
-Hani millet diyor ya; “Derdimi anlatacak kadar İngilizce konuşsam yeter.” Behey âdemoğlu! Bizim derdimizi anlatmaya Türkçemiz bile yetmiyor ki…
-Ne kadar çok yara almışsan o kadar dik yürüyorsun. Saçma bir denklem ama doğru gıı…
-“Karşı cinsin boyu devrile, kedilere bayılırım” diyenler el kaldırsın…
-Birine bir şey söylemeden önce ‘Bu benim haddime mi?’ diye düşünseniz keşke… Hayat daha güzel olurdu. Kesin bilgi, yayalım lütfen. Mümkünse atmosfere yayalım, uzay boşluğuna falan düşürelim.
-Beş dakika önce anahtarı koyduğun yeri unuturken on beş yıl önce sana nasıl baktığını hatırlamak da bir acayip değil mi? Bilim adamları göreve…
-Moraliniz bozuk olduğunda dürüm yeme isteğiniz artar. Buna psikolojide “duygu dürüm bozukluğu” denir. Yiyin gitsin…
-Kıyafet denerken kadınlar;
Fransız: Bir beden küçüğü var mı?
İngiliz: Bir beden büyüğü var mı?
Alman: Tam benim bedenim.
Türk: Bunun kalıbı dar!
Bugünlük de bu kadar, neşesi güneşli mutluluğu sıcacık haftalar…
Ninem diyor ki; Dert bir olaydı ağlamak kolaydı…