Buyrun beniim…

A -
A +
El işi ödevi öncesi son gece “kartonsuzluğu” var içimde… Takılmıyor ve devam ediyoruz…
-Yahu birileri Kapıkule ile Gürbulak Sınır Kapılarını sonuna kadar açsın da ülke biraz “ceryan” yapsın. Bu ne sıcak?!.
-“Canımın istediğini yapmayacaksam canım neden var”cılar, birleşelim…
-Laf sokan insanlar ikiye ayrılır; 1-Çivi gibi direkt lafı çakanlar 2-Vida gibi döndüre döndüre sokanlar.
-Kime ne yaptıysam hak etmiştir kendime de kahve yaptım cınıım…
-Başkasının hayatını takip eden kendi hayatını kaçırır; herkes işine baksın…
-Çağın esas salgını; mutsuz insanlar mutlu fotoğraflar...
-Beş tip korku vardır; kaza, panik, babadan gelen on cevapsız çağrı, iki kere üst üste yanlış girilen şifre ve ‘konuşmamız lazım.’
-Erkek milletinin yalan söyleyeni değil de, yalan söylerken yakalanması çok fena. Hem yalancı hem beceriksiz, duble şapşal!
-Açamadığımız poşeti yırtan bir millet olarak bükemediğimiz eli kırarız…
-Günün aktivitesi; kendi kendine konuşurken kendini üzmemek için konuyu değiştirmek…
-“Tekli koltuğa yan oturup bacakları kenardan sallandırmak en rahat oturuş biçimi” diyorsan sen de bizdensin…
-Hayat çok zalim bir öğretmendir; önce sınav yapar, sonra ders verir…
-Bir şeyi herkese tek tek anlatmaya üşeniyorsan kilit kişiye “bak kimseye söyleme” demen yeterli; sal gitsin, uluslararası basına bile çıkar…
-Sıradan bir kadının çantasından çıkanlarla ıssız adada yeniden hayat kurabilirsiniz, net…
-Sen üçlü arkadaş grubuyla yolda yürürken yola sığmayıp arkadan tek başına yürümek nedir bilir misin?
-Şu ağzını dudağını büzüp selfie çeken kızlara hela terliğinin tersiyle bir yapıştıracaksın ki flaş beyninde patlasın! Belki aydınlanma olur…
-Bize göre bütün çekikler Çinli, hele de koronadan sonra. Adam ısrarla “Ben Çinli değilim Koreliyim” diyor. Kardeşim burası Türkiye, senin Koreli olman Çinli olduğun gerçeğini değiştirmez!..
-Siz bu dokunmatiklerle hem hızlı hem yanlışsız nasıl yazıyorsunuz yahu? Ben Türkçe başlıyorum Urduca bitiriyorum…
Ben: “Anneciğim eve hırsız girdi, biraz boğuştuk, bıçak salladı koluma geldi ama merak etme iyiyim, bağırdım kaçtı sonra.”
Annem: “Çevrim içi yazıyor… çevrim içi yazıyor... çevrim içi yazıyor… çevrim içi yazıyor... Kediye mamasını verdin mi?”
-Su şişesinin kapağını açamayan hatunlar var bir de benim gibi damacanayı kucağında mutfağa taşıyabilenler. Ben de istemezdim böyle olmasını…
-Arkadaşım olan herkesi tebrik ederim, doğru seçim…

Ninem diyor ki; Dağ dumansız insan hatasız olmaz.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.