Gülümsemek ruha iyi gelir!

A -
A +
Şampiyonlar Ligi’ndeki tempoyu ve şartlanmışlığı ligde Beşiktaş’tan beklemeyin

Kötü günde gülümsemek ruha iyi gelir! Diyeceğim, Şampiyonlar Ligi’nin havası başka, Süper Lig başka... O tempoyu, Beşiktaş’tan lig maçlarında beklemeyin, deplasman fobisi yaşıyor, bu takım... Hep tabela korkusu içinde. Kaleye bir şutu bile yok. Niye; zihinleri karışık!
Hedefler farklılaştı; lig, kupa, Avrupa. Program yoğun... Şampiyon hiçbir hedefin dışına düşmek istemiyor. Kolay mı; sürekli kazanmak!
Haliyle; baskıyı aşacak psikoloji ve kadro planlamasının önemi daha bir arttı. Sakatlıklar, cezalar, form düşüşleri, bu maratonda daima olacak. Sonuçta adalelerin de bir gücü var. İşte Pepe, ısınırken sakatlanabiliyor. Stoper ve savunmada lider oyuncu endişesi yaşamamak için alternatifleri hazırlamak lazım. 
Diyeceğim, Şenol Hoca’nın işi bundan böyle daha zor. Bunu aşmanın yolu da; Mitrovic ve Fatih gibi oyunculara daha fazla süre vermek. Uyum için bu şart.
İyi ki, her derde deva Necip var, derken o da sakatlanmaz mı? 
Orta alandaki Atiba-Tolgay-Talisca üçlüsü birbirine o kadar alıştı ki... Tolgay müthiş, Atiba yorgun, rekabet önemli. Oğuzhan ise kendini aşmalı. Daha önce de yazdığım gibi kanatlar sorunlu; Gökhan-Quaresma ve Adriano-Babel ikilileri daha etkili olmalı... Cenk’i daha çok topla buluşturmalılar. Bu, hücum zenginliği açısından büyük sorun... Quaresma çok top kaybediyor... Negredo hamlesi doğru ama yetersiz...  
Geçelim, Erol Bulut, inandığım bir teknik adam. Y. Malatya’ya büyük bir hava getirmiş. Beşiktaş’a inanılmaz baskı kurdular; Sadık ile direği dövdüler, Azubuike, Pereira ve Boutaib ile pozisyonlar buldular ama gol üretemediler. Şayet, evinde üst üste puan kaybedersen, şansını azaltırsın... Dikkat!

MAÇIN ADAMI: Sadık Çiftpınar
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.