‘Komşu’dan ağır tokat!

“Sıradakiler” diyeceğim ama ne yazık ki umutlar tek maçta sıfırlandı. Tur ararken turist oldu Beşiktaş.

Beşiktaş gibi bir takım yarım saatte birbirinin kopyası üç gol yer mi, yedi maalesef! Oysa 6 yıl sonra Şampiyonlar Ligi’nde ön eleme oynamak zor günlerden geçen Beşiktaş’ı düze çıkaracak en büyük fırsat olabilirdi. Ne yazık ki umutlar söndü gitti.
Neden?
Siz çok sebep sayabilirsiniz, ben sadece iki takım arasındaki mantalite farkına dikkat çekmek istiyorum. Ne mi o? PAOK’ta bir gol bir asistle oynayan 18’lik Tzolis, Beşiktaş’ta ise 37’lik Atiba! Gerisini siz anlayın.
“Beşiktaş’ı Lens yaktı!” diye haykırdığınızı duyar gibiyim, öfkelenmekte haklısınız. Üç golde de pozisyon hatası yaptı ancak tek kusurlu o mu?
Söyleyin Beşiktaş’ın takım savunması neredeydi? Lens’in bölgesi sağ bek mi? Ayrıca Boyd oyunun iki yönlü olduğunu neden unutur? Larin niye tek golle yetinir de PAOK’un iki stoperi üstünde baskı kurmaz ve rahat hücuma çıkmalarına izin verir?
Hele Welinton’un penaltıdaki hatası o kaliteye hiç yakıştı mı?
Bravo Ersin... Üç golden sonra demoralize olmuş bir kaleci için o kurtarışı yapabilmek kolay değildir. Aferin...
* * *
PAOK için Sergen Hoca “Bizden daha hazırlar” dediğinde “Kartal o kadar kötü mü?” diye endişelenmiştim ama dün gece Beşiktaş, PAOK çok iyi olduğu için elenmedi, Portekizli hocanın iyi bir rakip analizi ve doğru bir oyun stratejisine karşılık veremediği için elendi.
Böyle bir hezimet “hazırlıksız yakalandık”, diye geçiştirilmez. Hatırlayın... Bu kulvarda Beşiktaş, Bilic ile Feyenoord’u elemiş, Arsenal’e kök söktürmüştü. PAOK gibi basit ve düz oynayan rakibe Beşiktaş bu kadar kolay elenmemeliydi, elendi, yazık. Ağır bir tokat oldu bu, maalesef.
Dün gecenin tek artısı Oğuzhan’ın dönüşüydü.
Sonuç mu? Şapka düştü kel göründü... Artık Fabrice N’Skala ve Mensah gibi bitiricilik özelliği olan yeni oyunculara çok görev düşüyor.

MAÇIN ADAMI: Abel Ferreira