Bir aziz dostun ardından...

A -
A +

“Mehmet Darende kardeşim! Hepimiz, senin hem hayatına hem memâtına hayran olduk. Ne mutlu senin gibi yaşayıp, senin gibi ölenlere!.. Sen bir şehitsin. Şehitler ölmez.” Enver Ören

Aziz dostum Mehmet Darende, 24 Kasım 1979 Cumartesi günü, elim bir trafik kazası sebebiyle aramızdan ayrılmıştı. O, 31 senelik kısa ömrünü; cami, kahve ve köy köy dolaşarak, İslamiyeti öğreten kitapları yaymakla geçirmişti. Sanki asrımızın yeni bir alpereniydi. Bir gönül adamı, sevgi ve şefkat abidesiydi. Dostlarına karşı pek vefalı idi. Herkesin cefasını çekerdi...

Canından çok sevdiği hocasını tanımasına, eniştesi Turan Koçman vesile olmuştu. Kuleli Askerî Lisesinde okuyan Ethem Kırçın da ona bu zâtı tanıtmıştı. İşte bu güzel insan, benim de elimden tutarak hocasına götürmüş ve Enver Ören Ağabeyimle de tanıştırmış ve böylece bir gönül dostluğumuz başlamıştı.

Merhum Mehmet Darende, âşık olduğu hocasının elleri ile mezara konulmasını çok isterdi. Cenazesini yıkamak ve diğer hizmetlerinde bulunmakla ben de şereflenmiştim. 25 Kasım 1979 pazar günü ikindi namazından sonra, Eyüp Sultan Camiinde çok kalabalık bir cemaatle cenaze namazı kılındı ve Gümüşsuyu Dergâhı yakınına defnedildi.  Hocası, sevdikleri ve bütün arkadaşları hep yanında idiler. Bir sevgi seli arasında telkinini de, çok sevdiği hocaları verdiler. Herkesin gözyaşı döktüğü o gün, sanki hepimiz dünyadan çıkmış gibiydik.

Kabrinin başında merhum hocaları Hüseyin Hilmi Işık Efendi, Onun için şunları söylemişlerdi: “Kardeşimiz Mehmet Darende, ömrünü din-i İslam'a hizmetle geçirdi. Bütün düşüncesi hizmet idi. Kalbinde İslam'a hizmet düşüncesinden başka bir şey yok idi. Emr-i ma'ruf yapması ve İslamiyeti yayma gayreti akılla anlaşılamayacak derecede idi. Emr-i ma'ruf için, istirahatını terk etti. Gecesi, gündüzü ve her anı hizmet etmeyi düşünmekle ve Allahü teâlânın kullarına, Allahü tealanın dinini tebliğ etmekle geçti. Zaten başka hiçbir düşüncesi yok idi. Ömrünü, din-i İslam'a hizmet için vakfetmişti. Adapazarı'nda yol kenarında bulunan kalabalık bir kahvehane görünce buraya girdi. Bu kahvehanede bulunanlara yarım saat emr-i ma'ruf yaptı. Sonra abdestli olarak diğer bir kahvehaneye gitmek için, yolun bir kıyısından diğer kıyısına geçerken bir otomobilin kendisine çarpması neticesinde şehit oldu. Şimdi sevdiklerine kavuştu. Ey Mehmet! Aramızdan ayrılmakla bizleri mahzun ettin. Kevser şerabına, Cennet nimetlerine ve hurilere kavuştun. Bu nimetler sana afiyet olsun! İnşallah ahirette bizlere de şefaatçi olursun. Ey Darende! Bu mübarek hizmetleri senin bıraktığın yerden bizler devam ettireceğiz. Bu hususta müsterih ol kardeşim!..”

Cenâb-ı Hak, hepimize böyle güzel bir ömür ve ölüm nasip eylesin!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.