Osmanlı devleti gençleri nasıl yetiştiriyordu?

A -
A +
Cahil bırakılan gençler, Avrupa’da mason yapıldı. Zevk ve sefâhete alıştırıldı. Yalancı etiketler, diplomalar verilerek ana ­vatana gönderildiler.
 
Gençlerimize altın öğütler-13-
Sevgili gençler! İslâmın en büyük düşmanı Yahudilerle İngilizlerdir. Bunların yalan ve hilelerine asla aldanmayınız. Bu iki düşman, asırlardan beri güzel dinimizi bozmak ve yıkmak, aziz vatanımızı bölmek ve elimizden almak için uğraşmaktadırlar. Amerikan literatürlerinde, bu hususta şu bilgiler yer almaktadır:
Osmanlı orduları Viyana’ya kadar gelince, Avrupa devletleri çok korktu. İslâmiyet  Avrupa’ya yayılıyor, Hristiyanlık yok oluyor diye şaşkına döndüler. Osmanlı akınlarını durdurmak için çare aradılar. Çok uğraştılar. Bir gece yarısı İstanbul’daki İngiliz sefiri şifre yolladı. Avrupa’ya müjde vermek için sabahı bekleyemedi: 
“Buldum, buldum. Osmanlıların zaferden zafere ulaş­malarının sebebini ve bunları durdurma çaresini buldum” di­yordu. Şöyle anlatıyordu: “Osmanlılar, aldıkları esirlere hiç kötülük yapmıyor, kardeş gibi davranıyorlar. Hangi milletten, hangi dinden olursa olsun, küçük çocukların zekâlarını ölçüyorlar. Keskin zekâlı çocukları seçerek, saraydaki (Enderun) denilen mekteplerde, değerli öğretmenler tara­fından okutuluyor, İslâm bilgileri, İslâm ahlâkı, fen, kültür dersleri verilerek, kuvvetli, başarılı Müslüman olarak yetiştiriliyorlar. Osmanlı ordularını zaferden zafere ulaştıran değerli kumandanlar ve Sokullular, Köprülüler gibi seçkin siyaset ve idare adamları hep böyle yetiştirilen keskin zekâ­lı çocuklardı. Osmanlı akınlarını durdurmak için, bu Ende­run mekteplerini ve bunların kolları olan medreseleri yık­mak, Müslümanları ilimde, fende geri bırakmak lâzımdır…”
Osmanlı tarihindeki acıklı ve yürek yakıcı olaylar gösteriyor ki, İngiliz sefirinin bu tek­lifi çok doğru görülerek Avrupa’da  Anglo-Sakson ve Paris Mason Locaları çalışmaya başladılar. Müslümanları aldatmak, medreselerden, mekteplerden ilim ve fen sahibi din adamları ve idareciler yetiştirilmesini önlemek için plânlar hazırlandı. Cahil bırakılan gençler, Avrupa’da mason yapıldı. Zevk ve sefâhete alıştırıldı. Yalancı etiketler, diplomalar verilerek ana vatana gönderildiler. Böyle diplomalı cahiller, düşmanların çok kurnaz ve milyonlar harcayarak çevirdikleri dolapları ile işbaşlarına getirildi. Meselâ mason olan Mustafa Reşit Paşa, Âli paşa, Fuat Paşa ve benzerleri, medreselerden fen derslerini kaldırdılar. İkinci Abdülhamid Hân’ın kuvvetli imanı ve keskin zekâsı, onlara karşı çelik bir kalkan gi­bi dikilmeseydi, düşmanların imha planları daha o zaman Müslümanları ezecekti. Fakat sonunda, bu millet ve ümmet yine bunların kurduğu tuzaklara düşmekten kurtulamadı...
Şimdi tekrar ayağa kalkmaya çalışıyoruz. Rabbimiz yardımcımız olsun!..
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.