"Bu benim oğlum değil!"

A -
A +
Önceki gün uyuşturucu bağımlısı olup suça bulaşan oğlu için feryat eden bir baba haber bültenlerindeydi. Tanınamaz hale gelen oğlunun önce eşinden ayrıldığını sonra aile içinde sürekli sorun çıkardığını ve nihayetinde uyuşturucu temini için suça bulaştığını anlatan baba nihayetinde "Bu benim oğlum değil" diyerek sahadan çekildi. Ortada son yıllarda giderek artan, çoğu ailenin içinde yandığı birçoğunun da kıyısından köşesinden bulaştığı ciddi bir sosyal sıkıntı ile karşı karşıyayız. Hemen herkes, bu yaşanan aile dramları, cinayet, şiddettin öznesi durumundaki çocukların bu hale gelmesinden onları sorumlu olarak topun ağzına koyup suçlu ilan ediyor. Tedavi merkezleri, cezaevleri bu suçlularla dolarken, dışarıdaki masumlar ise "bu benim oğlum değil" gibi kolay kabul gören bir savunma geliştiriyorlar.Eğer Ay'dan gelmedilerse bunlar kimin çocukları?Kabul görmeyeceğini bilerek söylüyorum, eğer bu çocuklar suçun verdiği ezikliği ruhlarından atabilseler şunu söylerler: Bu benim babam değil, bu benim ailem değil bu benim sokağım, benim şehrim benim cemiyetim değil...TÜİK verilerine göre suça sürüklenme nedeni ile 2013 yılında 115.439 çocuk hakkında işlem yapılmış. Bu rakam 2012 yılı rakamlarına göre %30 daha fazla. Çocuklardan, 2013 yılında 42.542'sine adam yaralama ve şiddet uygulama, 33.038'ine hırsızlık,10.504'ü uyuşturucu kullanma ve satmak, suçları isnat edilmiş.Bu duruma nasıl geldik?Büyükler dört şey küçükken önlenmeli yoksa büyüyüp insanı (toplumu) yutar buyurmuş.Hastalık, devam eden zarar, düşmanlık ve yangındır. Buna beşincisini ilave et deseler "kötü alışkanlık" derim. Bağımlılık bir barajdaki küçük çatlak gibi, fark edilmediğinde barajın gövdesini yıkmadan durmaz.Oğlunun eroinman olduğunu söyleyerek yaşadıkları felaketi anlatan bir baba, "Oğlum uyuşturucu kullanmaya okul döneminde başladı. Bu illet bize okulla birlikte geldi. Dışarıda edindiği arkadaşların etkisi oldu. Oğlumun birinci döneminden sonra derslerinde düşüş başladı ve bu düşüş sürdü. Meğer 14-15 ay öncede esrara başlamış. Ben hayatta bazı şeyleri o zaman öğrendim ki, babalar baba gibi olacak. Anneler anne gibi, Çocuklar da çocuk gibi olacak. Ben oğlumla daha çok arkadaş olmayı seçmiştim. Yani çocuk "Ya baba denemiştim" dediğinde "tamam oğlum bir daha içme" diyerek geçiştirmemem gerekiyormuş. Bunun sebebini, nereden geldiğini, araştıracaksın ama ben bunların hiç birini yapmadım.Dışarıda ve ailelerin içinde ciddi bir savaş yaşanıyor. Bu savaşın kurbanları geçimsizlik, boşanma, şiddet uygulamak, uyuşturucu kullanımı, alkol kullanımı, depresyon, intihar ve bilindik suçlara bulaşan gençler ve ailelerdir. Bunun için medyayı, TV ve interneti, film yıldızlarını, ya da herhangi birini suçlayabiliriz. Ama doğru olan bu suça hepimiz kıyısından köşesinden bulaşıyoruz ve bir liste yapacak olursak listenin başına kendimizi yazmak durumundayız zira çocuğumuzun iyi ya da kötü ne olacağı evlerimizde neler olduğuna bağlıdır. Ailenin toplumumuzun temel taşı olduğunu hepimiz biliyoruz. Mühendis, iş adamı, doktor, olmadan önce hepimiz insanız. Hepimiz bir ailenin parçası, baba, anne, eş, evlat ve kardeşiz. Aile dışındaki insanlarla da komşu, iş arkadaşı, gibi derin bağlarımız var. Etrafımızı saran bu insanlarla olan bağları kopardığımızda, onları kaybedip veya kendimiz kaybolduğumuzda, iftihar ettiğimiz servet ya da makam büyürken çocuklarımızı kaybedebiliriz.Böyle bir bela başımızdayken, dışarıda başarı diye övündüğümüz işlerle uğraşmanın ev yanarken bahçe duvarını boyamaktan farkı yoktur.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.