Koloni medyası

A -
A +

Bunların zoru akıllarında değil ahlaklarında.
Yaptıkları şey bütün normları ve değerleri altüst edip, ahlakı, insanlığı, sağduyuyu ezip öğüten bir değirmene su taşımak gibi, yorumsuz, kıymet hükmü taşımayan her türlü tecavüzü günlük bir işmiş gibi sıradanlaştırmaktan ibaret.
Küreselleştiği ve köyleştiği söylenen bu hormonlu dünyada utanç denilen insana mahsus hasletten hiç mi kaleminize ve beyninize pay düşmedi! Bir koloni medyası gibi davranmaya devam ediyor, içerideki ve dışarıdaki olaylara içeriden değil dışarıdan üçüncü bir gözle bakıyorlar ve buna "tarafsız olmak" gibi bir yalanın arkasına sığınıyorlar.
Neye karşı tarafsız olmak?
Gece yarıları kadınların çocukların tepesine varil bombası yağdıranlara mı? Bayırbucak’ta yüzlerce yıldır yurt edindikleri topraklara saldıran Esad, İran ve DAEŞ’e karşı amansız bir mücadele veren Türkmen direnişine mi? Paris’te, Hamburg’da, Londra’da potansiyel terörist muamelesine maruz kalan, horlanıp aşağılanan Müslümanların hâline mi?
Dünyamız öylesine altüst oldu ki, olmasını hayal bile edemediğimiz olaylar günlük hayatımızın parçası hâline geldi. İnsan hayatının bu kadar ucuzlayıp ceset fotoğraflarının telif hakkı karşılığı satılması tarihte yaşanmamıştır. Yaşanan katliamların giderek sıradanlaşması olaylar kadar iğrenç ve tiksindirici.
Akdeniz sahillerinden çocuk cesetleri toplanadursun, Afrika Orta Doğu, Uzak Doğu, emperyal Batı'nın her şeyi yutan kursağına kurban giderken bizde bütün normları ve değerleri altüst olmuş, dengesini kaybetmiş ihanet medyası hamam peştamalı ile sokak gösterisine soyunuyor!..
Davutoğlu ve Çipras’ın tribünden izlediği Türkiye-Yunanistan maçı esnasında bir grup taraftarın ıslık çalmasını “dünyaya rezil olduk” deyip tartışma konusu yapmaya uğraşıyor.
Bunların kirini temizleyecek hamam, günahlarını tartacak kefe bulunmaz! Bunların sonu kemirdikleri toplum tarafından deryanın içindeki teressübatı kıyıya atması gibi çöpe atılmasıdır.
Asıl rezalet son olarak tek kelime ile bahsetmedikleri 12 Kasım 2015 gecesi Didim Tekağaç Burnu’nun güneybatısında yaşanan “bot rezaleti”ni görmezden gelmeleridir.
Yunan Sahil Güvenlik Botu personeli Suriyeli mültecileri taşıyan lastik botu patlatıp olay yerinden kaçtı. Akabinde mültecilerin bulunduğu lastik bot su alıp, mülteciler denize dökülürken yetişen Türk Sahil Güvenlik Botu, Suriye uyruklu 58 mülteciyi deniz tarafından yutulmaktan kurtardı. Olayın görüntüleri G-20 toplantısı nedeniyle Türkiye ziyaretinde bulunan ve Türk Sahil Güvenlik Komutanlığını da ziyaret eden Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras ve Yunanistan Sahil Güvenlik Komutanı Athanasios Athanasopulos’a gösterildi. Görüntüleri büyük şaşkınlık içinde izleyen ve şoke olan Yunanistan başbakanı Aleksis Çipras “Çok üzüldüm ve utandım, insanlığa sığmayacak kadar korkunç bir olay. Bunu yapanları bulup cezalandıracağım” demiş...
Acaba bu ülkede yiyip teşekkürü dışarıdaki efendilerine yapan sizlerin Yunan Başbakanı’nın “Çok üzüldüm ve utandım, insanlığa sığmayacak kadar korkunç bir olay” dediği bu rezalet hakkında söyleyecek sözünüz yok mu?
“Türkiye, Paris saldırılarında üzerindeki patlayıcıları infilak ettiren militanlardan biri konusunda bir yıl içinde Fransa’yı iki defa uyardı” diye yazan Le Figaro kadar olamazsınız!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.