Rus’un mumu yatsıya kadar yanar

A -
A +

Anlaşılıyor ki Leningradlı Vladimir Putin, politikayı hâlâ Grigori Ras-Putin’in(*) hipnoz usulü ile yürütüyor. Türkiye’nin DAEŞ’ten petrol aldığı yalanlarını gerçek kılmaya hipnozu yetmez.
Bu yaz “Erzincan Üniversitesi Tarih Kulübü”nün düzenlediği “Tarihte Roman, Roman’da Tarih” konulu panele konuşmacı olarak katılmış “Sinema’da Tarih” konulu bir tebliğ sunmuştum.
Konu tarihten taşmış politik filmlere kadar uzanmıştı. Konuyu irdelerken Andre Wajda’nın “Katyn Katliamı” filmi ile tanıştım.
Film 1940 yılında işgalci Rusların eline esir düşen 12.000 Polonyalı subayın Katyn ormanlarında kafalarına tek kurşun sıkılarak katledilişini anlatıyor. Babası, öldürülen subaylar arasında yer alan ve filimde her kapı çalındığında “babam geldi…” diye kapıya koşan kız çocuğunun filmin yönetmeni Andre Wajda’yı temsil ettiği söyleniyor.
Film, hiç yaşanmamış gibi yıllarca gizlenen gizli tutulan bir katliamı ve tabiatıyla Rus yalancılığını ortaya döküyor.
Katyn Katliamı, Katolik Polonya ile Ortodoks Rusya’nın düşmanlığına dayanır. Polonya 1918 yılında bağımsızlığına kavuşunca Rusya’daki iç savaştan da istifade ederek toprak kazanma gayretine girişmiş Batı Belarus’u topraklarına katmıştı. Kızıl Ordu hem savaş yorgunluğu hem de Polonya’nın Batı’dan destek alması dolayısıyla yenik düşmüştü.
İkinci Dünya Savaşının başlaması ile Almanya batıdan, Ruslar doğudan Polonya’ya saldırdı. İki taraftan gelen bu saldırılara dayanamayan Polonya ordusu teslim olunca ülke Almanlar ve Ruslar arasında paylaşılır. Polonya’nın teslim oluşundan sonra Ruslar Polonyalı subayları esir kamplarında toplar. Dönemin NKVD şefi Lavrentiy Beria, Stalin’e gönderdiği bir raporda Polonyalı subayların potansiyel tehlike olduğu belirtilerek infaz edilmeleri gerektiğini yazar. Stalin bu tavsiyeyi kabul ederek infaz emrini verdi ve çoğunluğu subaylardan oluşan Polonyalı esirler; başta KATYN Ormanı'nda olmak üzere her birinin kafalarına enselerinden tek kurşun sıkılarak öldürülür.
Ancak Alman-Rus ittifakı kısa sürer. Almanya’nın Sovyetler Birliğine saldırması ile Almanlar 1943 yılında Katyn Ormanları'ndaki toplu mezara ulaşır. Katliam ortaya çıkınca Almanlar derhal propaganda ekiplerini, kameramanlarını, savaş muhabirlerini olaya tanıklık edebilecek herkesi Katyn Ormanı'na götürdü...
Fakat savaşta Almanlar yenilince, Polonya halkı içinde katliam dedikodularının yaygınlaşmasından rahatsız olan Ruslar, Polonya’da kukla bir hükümet kurarak katliamın suçunu Hitler ve Almanya’nın üzerine yıkarak sıyrılmaya çalışır.
Stalin ve ondan sonraki Sovyet Hükümetleri uzun yıllar boyunca yalanlarına devam ederek yaptıkları katliamı reddettiler. 1990 yılına gelindiğinde bu yalanı daha fazla taşıyamayan Mihail Gorbaçov katliam yaptıklarını kabul etti. Sovyetler Birliği dağılınca 1992 yılında Boris Yeltsin, Polonya devlet başkanı Lech Walesa’ya Stalin’in imzaladığı katliam emrinin orijinal belgelerini vermek zorunda kaldı.
"Katyn Katliamı" filmi, izleyen bir yazarın “Filmin sonunda üzerimize öylesine bir hava çöktü ki, konuşmakta zorlandık” dediği kadar etkili. Eğer sinirleriniz güçlü ise filmi izlemenizi tavsiye ederim; gerçi Türkmen Dağı’nda her gün benzerini yaşarken…
.....
(*) Grigori Ras-Putin (1869-1916); okuma yazma bilmeyen ama doğaüstü yeteneklere sahip olduğu iddia edilen bir Rus. 1907 yılında Çar’ın oğlu Aleksey hemofili hastalığına yakalanır doktorların çabalarına rağmen durdurulamaz. Sarayca tanınan Ras-Putin hipnotizma tekniğiyle çocuğun kanamalarını durdurur. Bu başarısı ile sarayda itibar kazanır, Çariçe Alexandra Fyodorovna aracılığıyla devlet işlerine karışır. Zamanla başarısızlıkların sebebi olarak görülür ve ortadan kaldırılması ile işlerin düzeleceğine inananlar sarayda verilen bir yemekte pastasına ve içkisine siyanür tozu katar. Zehirli pastaları yemesine rağmen ölmeyince kafasına kurşun sıkılarak buzlu bir nehre atılır...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.