Nasihat ve musibetle değişmeyince...

A -
A +
Ceza kanunlarının dikkat ve özen sorumluluğuna aykırılık neticesi öngörülemeyerek işlenen suç dediği taksirli suçlara yapılan indirim çoğu zaman kamu vicdanında karşılık bulmaz. Can kayıpları ile sonuçlanan çoğu ihmal ve sorumsuzluğun sorumlusuna hapishane yerine tımarhane daha uygun gibi görünür.
Hüsamettin Cindoruk’un TBMM başkanlığı döneminde TBMM Genel Kurul Salonu yenilenirken oylamalar için kurulan elektronik oylama cihazı mizah konusu olmuştu.
Elektronik cihazla oylamanın nasıl yapılacağını merak eden birisi sormuş:
“Tamam da, ya oylamada 'evet' diyecek birisinin cihazına muhalefetten biri uyanıklık yapıp 'hayır' düğmesine basarsa ne olacak?"
Muhatabı cevap vermiş: “Bunu yapanı derdest edip tımarhaneye kapatacaksın!..”
Başkasının iradesini çalmakla hayatını çalmak arasında ince bir sınır var.
Dere yatağına ev yapmak, yamaçlara apartman dikmek, merdivensiz itfaiye teşkilatı kurmak, yangın merdivenlerinin kapısına kilit asmak arasında ne fark var?
Dere yataklarındaki evler sele gider, yamaçlardaki evleri içindekilerle beraber toprak kaymaları yutar, sığınma odaları olmayan maden ocakları maden işçisine mezar olur, taşkınlarda köprüler göçer, lığlı betonlardan inşa edilen evler sallanınca içindekilere mezar olur, koridorlarda çırpınan çocuklar kitli kapılar yüzünden yüreğimizle birlikte yanar gider.
Bütün bu cinnet hâlinden beter sorumsuzluklar, emaneti hafife almalar, bize bir şey olmaz demeler niçin? Her şeyi iyi bilen, merdiven altı çay ocaklarında memleket kurtaran ama kendi işini askıya alan bu vebadan beter hastalık bize nasıl bulaştı?
Memleket meselelerini alt alta sırala deseler ben en üste “ahlaki kriz” diye yazarım.
Adana/Aladağ ilçesindeki yangın faciasında yaralı kurtulan öğrencilerden 11 yaşındaki B.G. “Biz odada beklerken itfaiye geldi ancak merdiveni yoktu. Daha sonra etraftan duyanlar merdiven getirip pencereye dayadılar, merdiven yetişmedi. Bir adam merdivenin köşesine çıkıp bizi kucaklayıp aşağı indirdi” diye konuşmuş. 
Yurdun yangın çıkış kapısı hikâyesine bir de itfaiye aracının hortumu ile merdiveni eklendi.
Günlerdir enine boyuna TV ve medyalarda tartışılan bu olay karşısında insan bütün ülkede öğrenci yurtları yangın merdivenlerini, tedbirlerini, belediyeler itfaiye araçlarının hortum ve merdivenlerini elden geçirmiştir derken yeni bir yurt yangını haberi ekrana düştü.
Bolu’da 125 öğrencinin kaldığı yurtta çıkan yangın öğrenciler ve itfaiye ekiplerince söndürülürken yurdun yangın merdiven çıkış kapısı yine kilitliymiş!  
Bu sorumsuzluğun çaresi mesullerinin üzerine müfettiş salarak değil psikiyatrist, psikolog, sosyologlar havale etmek gözüküyor. Bir de ahlaki sorumlulukları arkaya atıp faciadan rejim krizi üretenler var ki onların derdi başka.  
Nasihat ve musibetle değişmeyince, toprağa sallanma, rüzgâra esme, suya coşma, denize kabarma demekten başka çare bırakmıyorlar...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.