El-Bab nere, Erzincan nere?

A -
A +

Suriye savaşı tarihte bildiğimiz bütün cephe savaşlarının seyrini taşeron mikro ordularla değiştirdiği gibi orduların insan kaynağı temini, saldıranların saldırma sebeplerini, savunanların ise savunma gerekçelerini altüst etti.

Suriye savaşının önemli aktörü DEAŞ için savaşanların 30 bini bulan militan güruhu İngiltere ve Fransa başta olmak üzere yetmiş iki milletten müteşekkil. Bunların Suriye ile doğrudan taraf veya muhalif olmalarını gerektiren sebep yokken çoğu para için savaşan toplama lejyoner. "Hilafet" iddiaları ise hiçbir sağlam dinî kaynak üzerine oturmayan koca bir yalandan ibarettir.

Bu hayret verici saldırgan yapının karşısında savunma durumunda kalan Suriyeli çoğunluk sivil halkın vatanlarını koruma adına sadece dışarıdan gelen yardımlara sığınmaları ve düştükleri mülteci durumu ise daha hayret vericidir. Adından ibaret "İslam Birliği Teşkilatı"nın suskunluğuna mukabil bütün yük Türkiye’nin omuzlarına binmiş durumda.

Bir taraftan ardı arkası kesilmeyen mültecilerin katliamdan korunması, barınması, insani ihtiyaçlarının karşılanması, diğer yandan savaş sonrası pozisyonu güçlendirmek için sınırdaki güvenli bölge oluşturma için operasyonların yüksek mali ve insani kayıplarının karşılanması öte yandan mültecilerin arasındaki anarşist sızmalarının önlenmesi gibi çok yönlü bir mücadele içindeyiz.

Çoğu defa bu tabloya karşı dilimizin ucuna gelip söylenmeyen şey açık mülteci durumundaki milyonların misafir konumundan çıkıp kendi vatanlarını korumak için bir organizasyon içine girmemeleridir.

Bayır-Bucak Türkmenlerinin şehitler Tümeni Komutanı Halit Şireki sonunda bu gerçeği Osmaniye Gazeteciler Cemiyetindeki konuşmasında sesli olarak ortaya döktü.

Şireki “Allah, Türk devletinden razı olsun ki, bizim kadınlarımıza, çocuklarımıza ve yaşlılarımıza sahip çıktı. Ancak ben 17 ila 45 yaş arasındaki Suriyelilerin burada yaşamasından yana değilim. Türkiye bunları sınır dışı etsin, gelip toprakları için savaşsınlar... 17 yaşında evlenmesini bilen savaşmasını da bilir. Suriye milletine buradan tekrar sesleniyorum. Gelsinler toprakları için savaşsınlar, bize Türkiye’de veya başka ülkelerde yaşamak yakışmaz. Bize oturmak, gezmek yakışmaz. Bize toprağımız için savaşmak ve şehit olmak yakışır” diye cephedeki Suriyelilerin beklentilerini ifade etti.

Bu teslimiyetçi durumu savaşın sarsıntısı ile açıklamak da zor.

Vatanın ne anlama geldiğini her vatansever bilir başkasının anlatmasına gerek yok.

1877 Osmanlı-Rus Harbinin Doğu cephesinde Rus ve Ermeni birlikleri Aziziye Tabyasına baskın yapıp askerimizi şehit ettiğinde Erzurum halkı ayaklanıp tabyayı basmıştı. 20 yaşındaki Nene Hatun da tabyalara koşan halkın içindeydi. Kendisine “kundakta çocuğun var sen kal” diyenlere “bebem anasız büyür ama vatansız büyümez” diyerek geri kalmadı. Adı Türk tarihine şerefle kazındı. Yiğitlikte şeref korkaklıkta ar vardır.

Katliam ve işgallere maruz kalan mazlumlara diplomasi yetmediğinde her türlü araçla yardım ve himaye için koşmak tarih boyu devletimizin âdeti, erliğimizin gereği olmuştur. Bugün de hem sınırımızdaki ateşin içeri sıçramaması hem de mazlum insanların vatanlarında tekrar güven içinde yaşayacakları bir koridor oluşturmak için sınırımızda cansiparane bir mücadele veriyoruz.

Karşılığında acı şehit haberleri her gün canımızı yakıyor. Sonuncusu ise çok trajik oldu. Başbakan Binali Yıldırım’ın yılbaşı akşamı bir araya gelip cepheden telefonla babasını arayıp “Hemşerim cephede oğlunla beraberiz” diye görüştüğü Erzincanlı hemşerisi Piyade Uzman Çavuş Selim Topal, El-Bab’ın Suflaniyah bölgesinde DEAŞ’ın bomba yüklü araçla yaptığı saldırıda şehit düştü. Balkan Harbinde, Yemen'de, Sina Çölü'nde, Kurtuluş Savaşında nice evlatlarını şehit vere vere nüfusumuzun 10 milyona düştüğü zamanda bile mülteci olmadık ama mülteci kabul ettik.

Bugün de düşene kucak açmaktan asla geri durmayız. Ancak, yiğit düştüğü yerden kalkar. Türkmen komutan, bu haklı feryadını Osmaniye’den değil mülteci kamplarından yapmalıdır. Onların kendi vatanlarını savunma gayreti yarın savaş bittiğinde yeni Suriye’deki yapılanmada nerede olacaklarını belirleyecektir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.