Karşı kaldırım

A -
A +
Adam trafiğin çok yoğun olduğu büyük bir caddenin kenarında durmuş, karşı kaldırıma geçmeye çalışıyor, çırpınıyor ama beceremiyormuş. Bir ara karşı kaldırımda bir adam görüp ona seslenmiş:
“Hemşehrim sen oraya nasıl geçtin?"
Karşı kaldırımdaki cevap vermiş:
“Ben burada doğdum!..”
FETÖ’nün adam devşirme çalışmalarının 60’lı yıllara dayandığı düşünülürse karşı kaldırımda doğanların sayısı kabarık ve toplumun önemli bir kesimini temsil ederler. FETÖ hunisinin tabanını ifade eden “ibadet” kesimi diye tanımlanmış olanları durdukları karşı kaldırımdan doğru fikri zemine çekmek için yapılacak fikrî çalışmalar devam eden FETÖ duruşmalardaki hukuki operasyonlardan gelecek adına çok daha önemlidir ve ciddi çalışma gerektirir. Toplumlarda fikri kabullerin değişmesi için hayatın seyrini değiştiren çaplı travmalar (15 Temmuz darbe girişimi, yaşanan olaylar gibi) önemlidir ama yanında fikir sahibinin de kendisiyle yüzleşmesi gerekir. Bu zihinde ve vicdandaki duruşmadır. Sadece kaldırım sergisindeki kitapların satışını ve yayınlanmasını yasaklamak sorunu kökten hâlletmez.
Piyasada adı FETÖ olmasa da farklı imzalar altındaki bazı yayınlar ile FETÖ görüşlerini dillendirmesinin önüne geçecek olan ancak toplumun eğriyi-doğruyu ayırt etmesini temin için eline bir terazi vermektir. AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk dün yayınlanan bir habere göre FETÖ'cüleri kastederek "Türkiye'nin önde gelen din âlimlerinin toplanıp bunları 'mürted' ilan etmesi gerekir" demiş.
Farklı teraziler var. Önceki gün “Sömürge eğitimi” başlıklı yazısında Mustafa Necati Özfatura'nın “Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana İngiltere’nin baskısı sonucu eğitim müfredatı sömürge eğitimi olmuştur. Türkiye Cumhuriyeti’nin yeniden Osmanlı gibi cihan devleti olmaması için; millî eğitim ne millî ne de yenidir. Yüzde yüz sömürge eğitimi üzerine kuruludur. Gaye ise nesilleri millî ve manevi değerlerden münhasıran İslamiyet’ten uzaklaştırmaktır” tesbitininden başlamak hem mevcut FETÖ’yü hem gelecek FETÖ’leri yerinde kurutur.
Geçmiş tecrübelerden birinde; FETÖ’nün fikir babalarından aklı esas alıp vahyin önüne geçiren ve “Yahudilik, Hristiyanlık, İslam, Hinduizm, gibi dinlerde mutlak gerçeğin temsilcileridir, bunlar da Allah’a giden farklı yollardır” görüşünde olan 'dinler arası diyalog'un zeminini oluşturan “Ceditçilik” hareketinin kurucusu Musa Carullah Bigiyef’in zehir saçan kitapları Osmanlı mülkünde fetva ile yasaklanmıştı.
Ne var ki fikrin yazılım kısmı ihmal edilip donanım kısmı kâğıt kürekle uğraşma yeterli görülünce Osmanlı yıkılıp müfredat, kurumsal yapılar değişince aynı cereyanlar kaldığı yerden aynı kaldırıma tünedi. Önemli olan doğrunun kitlelere anlatılması, bataklığın kurutulmasıdır. Her yanlışla tek tek boğuşmaya insan ömrü yetmez.
FETÖ ile mücadelede benzer bir durumla şimdi karşı karşıyayız. Çok az insan uğradıkları ihanetleri, yaşadıkları felaketleri diğer insanların merhametlerini körüklemek için kaldırım üzerine yaydıkları mendillerinin üzerine yaymazlar.
Şimdi karşı kaldırımdakilere bir de suça bulaşmadan aldatılmış, istismar edilmiş her yaş ve meslekten hasar alanlar FETÖ tarafından aldatılanlar katıldı. Metin Külünk’ün dediği gibi ruhu boşta kalan ayak basacak yer arayan bu insanları FETÖ’yü “mürted” ilan ederek bizim kaldırıma taşıyabilir miyiz? FETÖ denilen örgüt kırk yıldır her yolu kullanarak gençlerimizin beyinleri ile oynadı, genlerine kadar fikirlerini işledi.
Çözümü siyasetin dışında da, fikir üzerine kurmak gerekiyor. Çivi girdiği yerden sökülür. Ne var ki hâlâ siyaset dışı sahalardan yeterli ikna sesleri yükselmiyor. O zaman FETÖ’yü kendi silahı ile vurmak en akılcı yol olur: 
“Mademki FETÖ örgütü en çok dini kullandı, öyleyse dinî değerler millete tam ve doğru bir biçimde anlatılmalı ve ortaya konulmalıdır.”
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.