Dürdane Hanım’ın Çetesi

A -
A +
Geçmiş zamanda meclis kürsüsünde konuşan hatibe muhalefet sıralarından sataşmışlar: “Ne anlatıyorsun sen, bahsettiğin teferruat iş zurnanın son deliği, daha önce çözülmesi gereken ne sorunlar var!..”
Hatip cevap vermiş: "Senin teferruat dediğin iş adalet ve hakkaniyetin, sosyal güvenliğin ve toplumsal barışın başladığı yerdir, eğer bundan vazgeçersek bu meclisi feshedelim...”
Dün akşam çoğu kanalda yayınlanan bir haber metnini hatırlayalım, siz yorumunuzu yapın ben de fikrimi söyleyeyim. Haber şöyle:
“Bir hanıma kapkaç yaptıktan sonrasında polisle girdikleri kovalamaca sonucu kaza yapınca yakalanan 4’ü hanım 5 şahıs azılı suçlu çıktı. Şüphelilerin yolda yalnız yürüyen kişilerin çevresini sardığı, biri ayağı burkulmuş numarası yaparken diğerlerinin çıkan karışıklıktan faydalanarak mağdurların cüzdanlarını çaldıkları tespit edildi.
Seyahat Parkı girişinde yabancı uyruklu bir kadının parasının çalınmış olduğu suç duyurusunu alan polis ekipleri, kısa sürede eşkâllerini belirledikleri şüphelilerin içinde bulunan aracı takibe aldı, yaşanan kovalamaca esnasında girdikleri bir sokakta önce araçlara sonra duvara çarpan şüpheliler yakalanarak gözaltına alındı.
Elebaşılığını Dürdane Ç.’nin yapmış olduğu iddia edilen şüphelilerin, hırsızlıklar esnasında izledikleri yöntem ortaya çıkarıldı. 4 kişilik gruplar hâlinde gezdiği tespit edilen şüphelilerin gözlerine kestirdikleri mağdurların etrafını sardıkları, bu sırada içlerinden birinin ayağı burkulmuş şeklinde yaparak mağdurun önünde eğildiği, bu sırada diğerlerinin çıkan karışıklıktan faydalanarak cüzdanları çaldırmış olduğu tespit edildi.
Yankesicilik ve Dolandırıcılık Ofis Amirliği ekipleri tarafınca sorgulanan şüphelilerden  Dürdane Ç.'nin (56) daha evvel 27 kez, Tuğba S.'nin (27) 27 kez, Sevgi K.'nın (54) 20 kez Sevilay K.'nın (49) ise 16 kez benzer suçlardan gözaltına alındığı tespit edilmiş. Vakalar esnasında başörtü ve çarşaf taktıkları, aile görüntüsü vererek kurbanlarının şüphelenmemesini sağlayan şüpheliler(!) gönderildikleri Çağlayan Hakkaniyet Sarayında, savcılıktaki ifadelerinin ardından çıkarıldıkları mahkeme tarafınca 'Adli Denetim' şartıyla özgür bırakıldılar.”
Daha önce üst üste konduğunda sekseni geçen bir suçtan dolayı çok da caydırıcı bir ceza almadığı belli olan şahısların bundan sonra da ne ceza alacağı merak konusu değil.
Ama soruyu şöyle soralım: "Eğer benzer bir olayda çalınan para sizin çocuğunuzun okul taksiti, ameliyat masrafı, ev kirası olsaydı olaya nasıl bakacaktık?" O zaman “Kara kaplı kitabı getirin?" mi diyecektik.
Yeni sistemde ceza kanunları ve bütün kanun tekliflerinin hazırlanması işi üst bürokrasiden alınıp meclise verilmesi bir yol açabilir. Umut, vekiller halkın içinde olduğu için kanunların uygulamasında halk nezdindeki, kamu vicdanındaki karşılığına bakarlar, karşılığı yoksa müdahale eder, değiştirirler. Peki, bugüne kadarki kanun teklifi tasarılarını yapanlar hangi dünyada yaşıyorlardı?
Bu tür olayları önemli kılan, alışılmadık türden olmaları değil, insanlara çektirdikleri acıların üstünde, giderek yaygınlaşarak toplumu moral ve insani erozyonla karşı karşıya bırakmasıdır. Ne yani, çözüm bundan böyle yere düşen birini gördüğümüzde umursamazlık içinde doğal görüp “çarpılırım” diye "uzak durmak" mı olacak?..
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.