Savaş yolda değil ki, zaten içindeyiz...

A -
A +
ABD’nin 15 Temmuz darbe girişiminden çok daha önce Sayın Erdoğan’a karşı başlattığı açık saldırgan tavrı kimseyi şaşırtmamalı. Kendisine "Büyük İsrail Projesi"ni gerçekleştirmesinde hamallık yapmak için “iş birlikçi” iktidar arayan ABD buna ram olmayan Türkiye’yi aşağı çekmek için her yolu denemektedir. Bugüne kadarki, PKK-FETÖ saldırıları boşa çıkarılıp hevesi kursağında kalınca saldırgan tutumunun kısa sürede giderek daha da artması güçlü ihtimaldir.
Eski ABD Dışişleri Bakanlarından Henry Kissinger’ın önceki gün yayınlanan “Üçüncü dünya savaşı yolda ve bunun başlangıç noktası İran olacak” beyanı, eğer ABD’nin müttefiklik ilkelerini yok sayan uygulamaları ile örtüşmese adam cinnet geçiriyor diyeceğiz. Ama durum hiç de öyle değil! Kissinger’ın açıklamaları aklı başında, anlaşılabilir ve ABD’nin saldırganlığının geri planını ortaya koyuyor. Gerçek şu; "Yakın gelecekte Orta Doğu’nun yarısını İsrail’e teslim etmek için Müslümanları küle dönüştürmeyi” kafasına koyan ABD planına karşı çıkan ülkeleri tasfiye etmek için her yolu deneyecek.
Nitekim “Yenidünya düzeninin inşa edilmesi için sadece bir tane süper güç ve kazanan dünya çapında tek bir hükûmet olacak. ABD en iyi silahlara sahip ve hiçbir toplumda olmayan ekip bizde bulunuyor. Ve zamanı geldiğinde bu silahları dünyaya tanıtacağız” diyen Kissinger bunu niçin yapmak istediklerini saklamıyor; “Umarım her şey yolunda gider ve Orta Doğu’nun yarısı İsrail’in olur” diyor.
Kissinger’ın bu zehir zemberek tehditkâr açıklamasını pozisyon itibarıyla kendisiyle aynı durumda olan bir başka devletin eski dışişleri bakanı yapmış olsaydı anında uluslararası bir krize dönüşürdü. Ama Kissinger’ı yalanlamayan mevcut ABD üst kadrosu, Türkiye’yi ABD ile çatışmaya zorluyor. Çünkü bu kadrolar tam da Zentürk’ün dediği gibi “Amerika’yı şu anda yönetenler, Amerikan vergi mükelleflerinin seçtiği, sorumluluk duyan Amerikalılar değil, Neo-Con/Siyonist lobinin pislik kadroları”dır. İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana asla bağımsız olmayan ABD, Siyonizm, İsrail, Yahudi lobisi ve Yahudi sermayesinin hâkim olduğu küresel sermayenin vesayeti ve esareti altındadır.
Artık Türkiye ile doğrudan yüzleşmek istiyorlar, “boyun eğ, işimize karışma, bizimle iş birliği yap” diye PKK, DEAŞ ve FETÖ’yü üzerimize salanlardan artık daha büyük saldırı dalgası beklenir.
Dünyanın bütün servetine, bütün kaynaklarına el koymak için hak, hukuk, insanlık adına ne varsa tarumar eden, “Bu savaşta öldürebileceğimiz kadar Müslüman öldüreceğiz” diyen, sadece Arap dünyasını değil daha geniş bir kitleyi imhayı hedeflediklerini ilan edenlerde derin bir korku ve endişe saklı.
Pentagon, ABD Ordusu Savaş Üniversitesi'nde bir grup muvazzaf ve emekli Subay’a “liderlik sonrası dünya düzeninde risk analizi” adlı bir araştırma yaptırmış. “İkinci Dünya Savaşından sonra ABD öncülüğünde kurulan uluslararası düzen zayıflıyor, hatta yıkılıyor. ABD bu düzen içerisindeki liderliğini kaybediyor. Yani Amerikan imparatorluğu çöküyor...”
Morallerini bozan sonuçlar şu şekilde: “İkinci Dünya Savaşından sonra ABD öncülüğünde kurulan uluslararası düzen zayıflıyor, hatta yıkılıyor. ABD bu düzen içerisindeki liderliğini kaybediyor, yani Amerikan imparatorluğu çöküyor...”
Tarihi, soykırımlar, katliamlar, zulüm ve sömürüden ibaret ABD, dünyanın hangi köşesine el atmışsa orada kan, gözyaşı, katliam ve soygun var. Yakın gelecek; yüz milyonlarca insanın kan ve gözyaşının ABD’yi boğduğu 'çağ’dır...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.