ABD-FETÖ ilişkisi, kılavuz ve karga

A -
A +
ZARRAB davası, Kafka’nın meşhur “DAVA” romanına döndü. Davayı takip edenler, bol figüranlı duruşma salonu tam da Orson Welles’in filmindeki duruşma salonuna benzetilen gar binası gibi diyorlar. Bu dava emin olun Türkiye’nin millet-devlet olma iradesine üçüncü bir zorba tarafından el konulma hayalidir ve ilerisi olamaz.
Bu dava, topluma rağmen bu toplumu idareden nemalanmış ve buna alışmış sömürgecilerin ve Türkiye’deki elitlerin kaybettikleri pozisyonu tekrar kazanma savaşının yeni bir cephesidir. Türkiye toplumunun temsil kabiliyetlerini tekrar gasbetme sevdasındaki güç ve çıkar odaklarının yeniden iktidar olmak için iktidarı itibarsızlaştırma savaşıdır. Maksat, 2019’da Başkanlık Sistemine geçişin önünü kesmek. Bu saldırılar, Türkiye dışındaki önderleri ve dinî ve siyasi kimlikli yerli işbirlikçileri yok oluncaya kadar devam edecektir bundan asla şüphe edilmemeli.
Tekrar ve ısrarla vurgulamalı ki, bu uyduruk davanın, FETÖ’nün Türkiye ve Türk dünyasında “Vay Be..” dedirtmekten ve gölgesini büyütmekten, yandaşlarının heyecanını diri tutmaktan başka bir hedefi yok.  FETÖ, sosyolojik perspektiften kitle iletişimin semiyotik gerilla iletişim taktiklerini kullanarak, içeriyi ısıtmaya, gürültüde sesini duyurmaya uğraşıyor. Bu yollara daha çok başvuracak görünüyor.
Türkiye, artık kendisine ait hiçbir iddiası, sözü, imkânı, olmayan, başkalarının geliştirdiği planların parçası olan ve verilen rolü oynamaktan başka elinden bir şey gelmeyen beceriksiz, aceze ve engelli bir ülke olmadığını ortaya koymaktadır.
Türkiye, kendi coğrafyasını yönetmek için dizginlerini eline aldığı kendi fiziki ve beşeri kaynaklarını yönetecek iradesini terk etmeye zorlanıyor. ABD kendi çıkarlarına paralel hareket etmeyen hükûmete karşı, 17/25 Aralık’tan beri içeride darbe için malzeme yaptığı FETÖ’yü bu defa okyanus ötesindeki davalara taraf yaparak içeride bir muhalif harekete yol açmak istiyor. Türkiye’yi içinden çıkamayacağı yepyeni toplumsal, siyasi ve ahlaki bir kargaşanın içine sürüklemek hayalindeler.
Trump, ABD’nin dış borçlarını müstemleke muamelesi yaptığı müttefiklerinin ülke içindeki banka hesaplarına ve mal varlıklarına el koyarak kapatma politikasını açıkça ilan etmişti. ZARRAB duruşması da, zorbalıklarına kılıf ayarlamak, meşrulaştırmak için, ayak oyunlarından ibaret.
İstedikleri kadar ısıtsınlar, bu davanın sonuçlarına bakarak Türkiye, iç ve dış politikada makas değiştirmez. ABD önce YPG üzerinden PKK’ya hibe ettiği binlerce tır dolusu silahın hesabını vermelidir. Bizi asıl ilgilendiren FETÖ ile mücadele devam ederken ZARRAB davasının içeride siyasete ilaveten bazı yandaşlar tarafından da mal bulmuş mağribi hevesi ile malzeme yapılmasıdır.
Zarrab davası hukuki değil siyasidir, Sayın Erdoğan ara hedef, asıl hedef ise Türkiye’yi yıkmaktır. Türkiye kendi rezervlerini, kaynaklarını, zenginliklerini, gençliğini, geleceğini rehin veremez, vermemelidir. Bir asırdır verilen Türkiye’nin belini doğrultabilmesi ve vesayetinden kurtulabilmesi mücadelesi hiç de kolay olmayacaktır.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.