Kalk ve diren

A -
A +
Erzincan’da, Valiliğin koordinesinde, devlet tarafından koruma altına alınan ve yetiştirme yurtlarında kalan çocukların hayata bağlanması ve aile ortamını öğrenip yaşamaları amacıyla Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğünce "Rol Model, Yol Arkadaşlığı" adıyla bir proje başlatıldı. Proje, koruma altındaki çocuklara destek vermeyi, yol arkadaşı olarak, onların hayatına küçük dokunuşlar yaparak dünyalarını değiştirmeyi hedefliyor.
“Rol Model" üzerinde yaptığımız bir çalışmada, öğrencilerinin geleceğini kendine dert edinmiş bir Millî Eğitim Müdürünün (Değerli Aziz Gün-Erzincan) daveti ile sosyal farkındalık niteliğinde, okullardaki öğrencilere verdiğimiz seminerler ile katılıyoruz. Seminerlerin bazılarına davetle gelen iş adamlarının içinde, anlattıklarımızın çalışanlar için de faydalı olacağına inananlar da, iş yerlerine davet ediyor biz de imkân elverdiği kadarına ulaşmaya çalışıyoruz. Bu uygulama son yıllarda kurumlarda yaygınlaşan, çalışanların kurum ve diğer çalışanlarla uyumunu hedefleyen “mentor-menti” yani akıl hocası veya danışman ile öğrenci uygulamasını hatırlatıyor.
Bizde asırlarca uygulanmış ama bugün unutulmuş olsa da, geldiğimiz yer şudur. Bu zıvanadan çıkmış dünyada her çocuğun, her büyüğün, her iş adamının ve her çalışanın adı rol model veya mentor fark etmez, esen sert rüzgârlarda rotadan çıkmasını önleyecek, başı sıkıştığında kapısını çaldığı, akıl danıştığı, bir yol gösterici "usta”ya ihtiyacı vardır.
Mesele şudur: “Bugün ortalama olarak bir çocuk veya yetişkin günde 5-7 saat televizyon seyretmekte, internet ile meşgul olmakta, akıllı telefon ile boğuşmakta. İlkokulu bitirdiğinde sekiz binden fazla cinayet ve yüz bin şiddet izlemiş olmaktadır. Bu süre içinde babasıyla günlük ortalama beş dakika, annesiyle ortalama bir saat birlikte olmakta, (fiziksel olarak aynı odada kalmak değil, duygusal olarak bir arada olmak) zamanının büyük bölümünü başka âlemlerde geçirmektedir...”
Uzmanlar bu çocukların zaman içinde bağırıp çağıran, zor kullanan ve konuşmayı değil kavgayı rehber edindiklerini çünkü dış dünyayı vahşi, korkunç bir yer olarak gördüklerini belirtiyorlar.
Çocuk minyatür bir yetişkin değildir, taklitçi olma özelliği taşır. Seyrettiği şiddet içerikli sahneleri kendince uygulamaya çalışması normaldir. Bu fırtınada kendine sığınacak liman arayan çocuk da sahipsiz kaldığında kahraman diye “Yüzüklerin Efendisi” filminin sapısilik sihirbazı “Gandalf”ı gidip buluyor.
Derdimiz çocukların sadece yeterli derecede matematik-fizik öğrenmeleri değil; zorluklarla başa çıkmayı, rekabet etmeyi, cesaretli olmayı, zeki ve vefalı olmayı, cömertliği ve yardımlaşmayı da öğrenmeliler. Bir kimsenin olayları algılama ve değerlendirme sistemi, (Ahlakı-Huyu) onu besleyen referanslarını değiştirdiğimizde değişir. Değerleri değiştirmek, pusulayı değiştirmeye benzer. İnsan, eşya ve hadiseleri, farklı idrak ettiği an, yaklaşımlarında, kanaatlerinde ve inançlarında değişim başlar. Hayatı, insanları, mekânları, olayları farklı değerlendirir.
Çocuklar neden şiddete yönelir, neden uyuşturucu kullanır, neden hayattan kopar? Herkes bir şeyler söylüyor ama hiç bahsetmediğimiz, ya da çok az bahsettiğimiz mesele ahlaki eğitime, insani bağlara, ilişkilere verilen değer ve önem. Hiçbir dikkate değer öğrenme de dikkate değer bir dostluk olmadan oluşmaz. Çünkü kimse sevmediği birinden bir şey öğrenemez…”
Pusulayı değiştirmek, bütün hayatın değişmesi manasına geldiğinden gerçekten çok yüksek ve güçlü bir kaldıraç ister. Hayatın zorlukları karşısında “kalk ve diren” diye el uzatan o kaldıraca şimdilerde “rol model” diyorlar. Biz eskiden “akıl hocası-rehber-yol gösterici” derdik. 
Tanımlar değişse de ihtiyaçlar değişmiyor. Çünkü hepimiz bu dünyaya aç ve çıplak olarak geldik...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.