Teressübat adamlar

A -
A +
Ailelere, öğrencilere seminerlerde konuşurken sık anlattığımız bir hayat hikâyesi vardı, Ziğ Zagler’den (See You at The Top) nakille;
Bahçe reyonlarında, otel lobilerinde boyu 15-45 santim olan minik ağaçlar görürsünüz.  Bu sevimli ilgi çeken, merak uyandıran minyatür ağaçların yetiştirilmesi derin olduğu kadar da meşakkatli bir uğraştır. Bu ağaçların yetiştirilmesi bir Japon sanatıdır ismi de “Bonsai”. Normal fideden üretilen bu ağaç başını topraktan çıkardığında Japonlar köklerini bağlar ve büyümesini engellerler.
Bu ağacın aynı fidesi Kaliforniya’daki Grandforest ormanlarında yetişir. “Sequoia" isimli bu dev ağaçlardan boyları 130 metreye erenler var. Gövde genişlikler, 30 metre, en alt dalının yerden yüksekliği 45 metredir. Yol üzerinde olanların gövdesinden tünel açarlar yolu kesmesin diye.
Bu iki ağacın yetişmesi aralarındaki farkın sebebi bir hayat dersidir. “Kökleri” üzerine saatlerce konuşulur. Biz de öyle yapıyorduk ta ki, son yıllarda kalabalık caddelerde şuursuzca yerlerde yatan, zombi gibi yürümeye çalışan çocuklar, “Bonzai” denilen ölümcül uyuşturucuya esir olmaya başlayıncaya kadar. Biri çiçek, öbürü zehir ancak bu ikisinin farklı şeyler olduğunu anlatmaktan konuşmanın tecanüsü ve işin esprisi kaybolmaya başlayınca ben de anlatmaktan vazgeçtim...
Ne alakası var demeyin, siz bana Rıfat Ilgaz’ın “Hababam Sınıfı” hikâyesinde üretilen  “İnek Şaban” filminden sonra dünyaya gelmiş çocuğuna “Şaban” ismi veren kaç kişi olduğunu söyleyin!.. İş o hâle gelmiş ki; bilgisayarda “Şaban” yazarken bile “argo veya kaba sözcük” olarak tanımlanıyor.
Söz şuraya geliyor; Adnan Oktar denilen ve çete reisi olduğu iddiasıyla operasyon yiyen adamın “Hoca” lakabı, etrafındaki “kedicik” merkezli grubun ise “cemaat” olarak bazı çevrelerde ısrarla dillendirilmesi. “Bir örgütün elebaşına yakıştırılan ‘Hoca’ sıfatı… Hocalık sıfatı ve kavramı, günümüzde esas manasından tamamen kopuk, ilgisiz-alakasız ve son derece laubali biçimde, ipsiz-sapsız tipler de dahi herkes için kolayca ve sorumsuzca kullanılır oldu.”  
Hiçbir dinî kurala tabi olmadan, istediği gibi yaşamasına yol verecek şekilde dinî hükümleri eğip büken ve her sapkınlığı meşrulaştıran, din arama ihtiyaçlarını AVM raflarındaki meta hâline dönüştüren yeni bir sektör kuran, piyasanın bu teressübat adamları ne zamandır Hoca oldu? Her yaş grubundan her meslekten meşrepten insana göre sanki siparişle kurgulanmış sapkın toplulukları kuranlara “Hoca” takipçilerini “cemaat” diye tanımlamak dil ve sosyoloji bilmemenin sonucu mudur? Ama sadece bu tanımlamadan hareketle tehdit üretenlerin çoğu, geçmiş zamanda devrimci zihniyetin inanç gruplarına karşı bir savunma gerekçesi olarak ürettikleri tehditlere benziyor.
Beslendikleri yer “cehalet” besleyenler ise kelimeleri bile itibarsızlaştırmak için malzeme olarak kullanan “algı” savaşçılarıdır. TRT haber editörleri de yazı metinlerinde bu tür tanımlamalara dikkat etmelidir. Düzgün metin sadece dilden ibaret değildir. Anlaşılıyor ki; geçmişte bazı yerli filmler, günümüzde Hollywood filmleri üzerinden dindarları, din adamlarını küçük düşürme, itibarsızlaştırma, İslam'ı ve Müslümanları terörle ilişkili gösterme operasyonları cepheyi genişletmiş...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.