Açlık Oyunları(!)

A -
A +
Haber bültenlerinde “vahşileşen köpek saldırıları” dikkat çekici ölçüde artıyor.
Birer hafta arayla komşu köpeğinin saldırısına uğrayan 8 yaşındaki Metehan ile Fatma Sarı ölümden döndü. Metehan bacaklarından yaralandı, Sarı’nın ise kopan kafa derisi yerine dikildi. Öte yandan Kayseri’nin Hacılar ilçesinde lise öğrencisi Mehmet Özer’in (14) sokak köpeklerinin saldırısı sonucu hayatını kaybetmesinin ardından birkaç gün geçmeden bu defa sokak köpekleri başka bir köpeğe saldırdı ve parçaladıkları köpeği tamamen yediler!..
Anlaşılıyor ki komşu köpek besleyecekse sorumluluğunu da almalı. Sorumsuzluk savunmayı saldırıya çeviriyor. Sokak köpeklerinin kulaklarına etiket vurmak ise yaşanılan dehşeti sınırlamıyor. Sorumluluğu üstlenen belediyelerin beslenmeden başlayarak daha fazlasını yapması gerekiyor.
Yaşanan köpek saldırılarının arkasında "açlık" olduğu kanaatindeyim. Başka sebepler varsa salgın hastalık gibi daha vahim sonuçlara yol açar. Açlık, sınırları aştığında insanın bile insanlığını elinden alabilir, yamyamlığa kadar uzanabilir.  
Bilinen bir örnek, 1819 yılında, karadan 3.000 mil açıkta Pasifik Okyanusu'nun en ücra köşelerinden birinde, 20 Amerikan denizcisi gemilerinin sular altında kalışı ile başlayan hikâyedir... Gemileri, gövdesinden felaket bir delik açan bir ispermeçet balinası tarafından darbe aldı. Gemileri batarken adamlar 3 küçük kurtarma sandalına tıkıştılar. Bu adamlar evlerinden 10.000 mil ve en yakın kara parçasından 1.200 mil uzaktaydılar. Küçük sandallarında sadece en temel seyir donanımları ve sınırlı yiyecek ve su taşıyorlardı. Bunlar Essex gemisinin mürettebatıydı.
Bu yaşanmış hikâyenin Denizin Ortasında-“In the Heart of the Sea” ismiyle 2016 yılında filmi yapıldı. Açlığın ne olduğu hakkında güçlü fikir veriyor.
Gemilerinin alabora olmasının üzerinden henüz 24 saat geçmişti. Adamların çok az seçenekleri vardı. Bu adamlar ulaşabilecekleri en yakın yerin, 1.200 mil uzaktaki Markiz adaları olduğunu biliyorlardı. Fakat bazı korkutucu söylentiler duymuşlardı. Duyduklarına göre bu adalarda ve yakınındaki diğerlerinde yamyamlar yaşıyordu. Bu yüzden adamlar kıyıya ulaşmayı öldürülmek ve akşam yemeği olmak olarak kafalarında canlandırmışlardı. Olası diğer bir istikamet Havai idi. Fakat mevsim yüzünden, kaptan şiddetli fırtınalara yakalanacaklarından korkuyordu. Son seçenek, en uzun ve en zor olanıydı: Kendilerini sonunda Güney Afrika sahillerine itecek olan rüzgârlara ulaşma umuduyla güneye doğru 1.500 mil yolculuk yapmaktı. Fakat bu yolcuğunun uzunluğunun kendilerinin yiyecek ve su kaynaklarını zorlayacağını biliyorlardı.
Birçok tartışmadan sonra adamlar sonunda bir karar verdiler. Yamyamların korkusu yüzünden en yakın adalardan vazgeçtiler ve daha uzun ve çok daha zor bir rota olan Güney Amerika'ya doğru yola çıkmayı seçtiler. Denizde geçen 2 aydan uzun bir sürenin sonunda kendilerinin de tahmin ettikleri gibi yemekleri tükendi ve hâlâ karadan çok uzaktalardı. Kazazedelerin en sonuncusu da geçen 2 gemi tarafından alındığında, yarısından daha azı sağ kalmıştı ve bazıları yamyamlardan kaçarken kendileri yamyamlık biçimlerine başvurmuşlardı!..
Başa dönecek olursak, kısırlaştırma yaparak sokak köpeği nüfusunu kontrol etmek ilerideki saldırı tehlikesinin boyutunu küçültür ama mevcut açların karnını doyurmaz. Ankara’da geçtiğimiz yılın ilk dört ayında 70 ısırma vakası yaşanınca başıboş sokak köpekleri sorununun içinden çıkılamaz bir hâl almaya başladığını belirten Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar, Büyükşehir ve ilçe belediyelerine ‘acil toplantı’ çağrısında bulunmuştu.
Şikâyetlerin yüzde 60’ının başıboş sokak hayvanları ile ilgili olduğunu belirten Başkan Fethi Yaşar, Sokak hayvanları için büyük barınaklar yapılması gerektiğini ve barınak yapılmadan, kalıcı bir tedbir alınamayacağını belirtmişti.
Başkanın tespiti doğru ve acil öncelikliydi.
Yaşamak için öncelikler sıralaması "İhtiyaçlar Hiyerarşisi’’ kuramı hayvanlar için de geçerlidir. Barınak ve beslenme alanını sokaktan çekmezsek benzer saldırıların devam etmesi kaçınılmazdır...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.