Biz uyuduk siz uyumayın!..

A -
A +
“Şayet bir medeniyeti yok etmek istersen bunun üç aşaması vardır. Aileyi yıkmak, eğitimi yıkmak ve toplumda örnek olanı değersizleştirmek” diyor ünlü Mısırlı aktör ve komedyen Muhammed Mahmud Sobhi.
Mahmud Sobhi, kültürel ve sosyal konular üzerinde söyleyecek çok şeyi olan tanınmış sanatçı ve entelektüellerden biridir. Arap dünyasının yaşadığı sorunlarla özellikle karanlık ve yıkıcı ideolojik işgale nasıl karşı koyabileceğinin yollarını sıkça katıldığı programlarda katılımcılarla paylaşır.
Mahmud Sobhi’nin bugünlerde sosyal medyada sıkça paylaşılan bir konuşması var; “Bir medeniyeti yok etmek isteyen işgalcilerin işe nereden başladıkları ve ne yaptıkları” hakkında.
Belli ki o da aynı dertten muzdarip; diyor ki: “Aileyi yıkmak için, anneye farklı bir rol biç, öyle ki ev hanımı olmaktan utansın. Eğitimi yok etmek için, öğretmenleri toplumda itibarsızlaştır. Öyle ki öğrenciler bile ona hakaret edebilsin. Toplumda örnek olanları, âlimleri ve fikir adamlarını, kanaat önderlerini gözden düşürmek için değersizleştir. Onlara şüphe gözüyle bakılmasını sağla, ta ki kimse onları (ciddiye alıp) dinlemesin.”
Bütün bunlar bize önümüzdeki bir tehlikeyi haber vermiyor, başımıza gelenleri anlatıyor ve yaşadığımız bir felaketin hikâyesidir. Aslında Mısırlı Sobhi kendi hikâyesini anlatırken bize kendi yaşadıklarımızı hatırlatıyor.
Bizde ilim yuvalarının çökertilip âlimlerin ve ilim adamlarının değersizleştirilmesi Osmanlının son dönemlerinde, masonların, medreseleri parasız, ilimsiz bırakmakla kalmayıp, (talebeler) ismi yerine (softalar) diye adlandırılması ve aşağılanmaları ile başlar…
Medreselerde yetişen din adamları, resmî dillerle kendilerine yapılan hakaret ve aşağılanmalara dayanamayarak, haysiyet ve şereflerini korumak için, başka iş sahalarına sarılmışlardır. Bir kısmı da, hakaretlere aldırmamış, dinî ve millî ananelerine sarılarak bir nefis mücahedesi içinde yaşamışlardır.
Din adamlarının ve öğretmenlerin itibarsızlaştırma saldırıları uzun yıllar sanat ve edebiyatın her alanında özellikle sinema üzerinden yaşandı. Esas manasından tamamen kopuk, ilgisiz-alakasız ve son derece laubali biçimde, ipsiz-sapsız tiplere ilim ve fikir adamlarının isimlerini verip bir roman veya bir filmin kahramanı yaparak aşağıladılar.
“Âlimler ve fikir adamları gözden düşürülünce ve şüpheli gözüyle bakılınca” kimse onları dinlemedi, kötü niyetli olanların önleri açıldı… Hiçbir kurala tabi olmadan, istedikleri gibi bir rezil hayata yol verip meşru kılacak şekilde dinî hükümleri eğip büken ve her sapkınlığı meşrulaştırıp, dinî ve ahlaki kuralları raflardaki mal hâline dönüştürdüler.
Bununla da yetinmediler, Adnan Oktar misali siparişle sapkın topluluklar kurup merkezindekini “Hoca” takipçilerini “cemaat” diye etiketleyip haber programlarında tekrar tekrar millete zehir gibi içirdiler. 
Son yıllardaki kılık-kıyafet hengamesinde “gördüğümüz ütüsüz, kırışık kirli giysiler, boyasız ayakkabılar, dağınık saçlar, kirli sakallar ile okulla ilişkisini çözemediğimiz ‘arabesk’ tiplerin işgalindeki eğitim dünyamız…”
Bakmayın siz Mahmud Sobhi’nin “Biz uyuduk siz uyumayın!..” demesine. Onun anlattığı hasar almış her İslam beldesinin hikâyesidir…
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.