Olacak o kadar!..

A -
A +

Sonunda Meclis kürsüsü Kemal Kılıçdaroğlu’nun el-kol hareketleri ile “Olacak O Kadar” ekranına döndü. “Olacak O Kadar” seksenli yıllarda Levent Kırca'nın oluşturduğu ve 22 yıl boyunca televizyon kanallarında yayınlanan, sosyal sorunları ekrana taşıdığı bir eleştirel-güldürü programıdır.

Kırca, kurguladığı haber bültenlerinde ekranın sağ alt köşesinde spiker rolünde işaret dili ile zamları hicvediyordu. Kılıçdaroğlu’nun işaret dili de Meclis kürsüsünde aynı yere geldi oturdu!

Millet İttifakı’nın ortak cumhurbaşkanı adayı olmak için kararlı bir kampanya yürüten, Mersin mitingiyle şişen Kılıçdaroğlu’nun hızını alamayıp kontrolden çıkınca iş kazası yapması doğaldır. Performans zehirlenmesinden(!) eli ayağı bir birine karıştı.

Kılıçdaroğlu’nun son anketlerde, Cumhurbaşkanlığı seçiminde Cumhurbaşkanı Erdoğan'a muhtemel rakip olarak çıkması durumunda yüzde 33,9 oy almasına karşılık, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun yüzde 34,2 ve ABB Başkanı Mansur Yavaş'ın ise yüzde 39,3 oyu bulunuyor.

Kılıçdaroğlu karşısında İmamoğlu da Mansur Yavaş da önde. Binaenaleyh Cumhurbaşkanı Erdoğan ise her üçünden de önde. Bu tablo karşısında Kemal Kılıçdaroğlu anketlerde kendisinden önde çıkmasına rağmen Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ı niçin arkaya atıp kendini ön plana çıkarıyor?

Üstelik İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Koray Aydın, Kemal Kılıçdaroğlu'nun muhtemel cumhurbaşkanlığı adaylığını değerlendirirken "Kazanamama ihtimali olan birinin uygun olmayacağını söyleyeceğiz" demesine rağmen. Koray Aydın’ın bu ifadesi Meral Akşener’in Kılıçdaroğlu’nun İttifak’ın adayı olmasına karşı olduğunun açık ilanıdır.

Yine anketler Millet İttifakı adayı olarak İmamoğlu ve Yavaş dışında üçüncü bir ismin de ortak aday gösterilmesi durumunda kabul göreceği yönünde. Bu durumda Kılıçdaroğlu neye dayanarak sonuçların kendi lehine değişmesini umut ediyor?.. Yoksa Kılıçdaroğlu “paratoner” aday mı?

Buna cevap olarak farklı görüşler var.

Bazıları; Kılıçdaroğlu kendi adaylığına değil Ekrem İmamoğlu veya Mansur Yavaş dışında üçüncü bir isim için yolu süpürüyor. Ama o üçüncü isim kimdir, ortada görünen kimse yok. Zayıf bir ses Abdullah Gül diyor ama arkası yok.

Kılıçdaroğlu’nun adaylığına usul yönünden kimse itiraz edemez. Aday belirleme sürecinde ileri günlerde ortam ısınınca kendisinin “Kamuoyu yoklamalarında kazanma şansımı yüksek göremiyorum, ittifakın geleceğini riske sokmamak için adaylıktan Sayın Abdullah Gül adına çekiliyorum…” derse kim itiraz edecek.

Millet İttifakı’nın ortakları Meral Akşener ile Temel Karamollaoğlu’nun “Hayır kabul etmiyoruz, biz kendi adayımızı çıkaracağız…” derlerse ve Ekrem İmamoğlu’nun adaylığında ısrar ederlerse parçalanmış bir CHP ile ittifakın sahada ne karşılığı var?..

Üçüncü şahıs ihtimalini gündeme getiren, muhtemelen, sadece ittifak içindeki ortakların değil son günlerde sıkça görüştükleri müttefiklerin de tavsiyeleri olabilir. Aradıkları “Üçüncü şahıs” seçimde AK Parti tabanından parça koparacak birisi.

Muharrem İnce, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, geçmişte de Abdullah Gül'ü aday göstermek istediğini ancak bu isteğinin Millet İttifakı'nın diğer ortakları tarafından kabul görmediğini belirterek "Meral Hanım ve ben bastırdığımız için projeden vazgeçtiler, yoksa adayları Gül'dü. Ben Sayın Gül üzerinde anlaşacaklarını düşünüyorum" demişti.

Millet ittifakının aday belirleme süreci oldukça zor geçecek. Seçime doğru çok şey değişir, farklı isimler ortaya çıkabilir, kimi sahaya sürülürken kimi de kulübeye gönderilir.

Bugün Ekrem İmamoğlu, Mansur Yavaş veya Abdullah Gül’ün adaylığına itiraz edenler yarın rahatlıkla “aradığımız adayı bulduk…” der. Bu da mümkün.

Ne de olsa; “siyasette dün dündür bugün bugündür…”

Siyaset bu, “Olacak o kadar!..”

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.