Büyük yoklamanın zamanı!..

A -
A +

Birleşmiş Milletler verilerine göre, Rusya'nın saldırısı sonucu 1,4 milyonu çocuk 3 milyon Ukraynalı ülkelerini terk etti. Bu 3 milyonun yaklaşık 2 milyonu ise Polonya'ya geçti. Ateş altında ve enkazda kalarak ölen sivillerin sayısı belli değil…

Daha önce Afganistan, Irak ve Suriye’de yaşanan bu trajedilerinin müsebbibi, 43. Münih Güvenlik Konferansında ABD’ye "Her yönden ulusal sınırlarının ötesine geçmiştir. Tek kutuplu dünya nedir? Bunu ne kadar süslerseniz süsleyin, netice itibarıyla tek efendi anlamına gelir. Diğer uluslara dayattığı ekonomik, siyasi, kültürel ve eğitim politikaları bunun kanıtıdır. Peki, bundan kim hoşnut? Kim bundan memnun kalıyor?" diye meydan okuyan Putin’dir.

Ukrayna’yı iştahlandırarak işgale zemin hazırlayan ise yaşananlar karşısında artık hiçbir ortağının kendini emniyette hissetmediği NATO ve merkezine çöreklenen ABD’dir.

“Bu savaş sona erdiğinde kazananı kim?..” sorusuna hemen herkes ağız birliği ile “Şimdilik kazanan, dünya silah satışlarının %35’inden fazlasını sağlayan ABD” olduğunu söylüyor. Oysa gerçek gördüğümüzden farklı sonuçlanabilir.

Önceki gün cam imalatı ve satışı yapan bir arkadaşım yakın geçmişte yaşadığımız orta şiddetli bir depremde hafif hasar alan binaların hemen çoğunun camları kırıldığında “Olaya uzaktan bakanlar binaların camlarının kırılmasını camcıların işini büyüten bir imkân zanneder. Oysa gerçek farklıdır, çünkü camcıların da ellerindeki bütün camlar kırıldığı için sermayelerini kaybetti…” dedi…

Savaş da böyle bir şey; kazananı olmaz… Rusya, Ukrayna savaşının ne kadar süreceği ve nasıl sonuçlanacağı hakkında kimsenin kesin bir kanaati yok. Savaşın -devam ettikçe- Rusya’ya ve AB ülkeleri başta ABD ve bütün coğrafyaya yüklediği maliyet artacaktır.

En yüksek maliyet ise üyelerinin NATO’nun garantörlüğünü sorgulaması ile yaşanacak. Demokrasi, hukuk ve insan haklarını üzerine oturan ittifak temelden sarsılıyor. Biz daha önce Afganistan üzerinden izlediğimiz işgallerde ve hemen yanımızda Irak ve Suriye’de mazlum insanlara reva görülen kıyımı esefle izledik. Zorbalığın her türlüsü yaşandı.

Bizim zaten ittifaklar hakkında bir kanaatimiz var. Rusya’nın kaba saba saldırılarla yaptığı tahribatı müttefikler gıdıklayarak yapıyor. Sonuç aynı, izlenen yol farklı. Güneyde hemen sınırımızdaki PKK/PYD terör örgütlerine binlerce tır dolusu silahı bedelsiz olarak taşıyan buna mukabil bedelini ödediğimiz F-35’leri ısrarla vermeyen müttefikimizdir...

Son olarak geçtiğimiz hafta Batı’dan umudunu kesen Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenskiy’nin “NATO'dan soğudum, Rusya'nın taleplerini görüşebiliriz” demesi büyük yoklamanın ilk adımıdır ve arkası gelecek…

Ukrayna işgali bugün sona erse bile Rusların hedef ayırmaksızın saldırılarında ölen ve ülkesini terk etmek zorundaki insanlar, zulmü yapanlar ve zulme seyirci kalanlar uzun yıllar hatırlanacak.

Büyük yıkıma maruz kalmış hiçbir toplum ve hiçbir ülke “Yeter artık!..” demeden hayatını değiştiremez. Paradigma değişimi ancak büyük yıkımlardan sonra olur.

Büyük yoklama, değişim fırtınası önce hangisinde başlayacak? Ukrayna saldırısı ile bataklığa saplanan Rusya’da mı, yoksa sömürge muamelesi çektiği müttefiklerinin başkaldırması ile ABD’de mi? Bunu zaman gösterecek…

Rus yazar Alexander Soljenitsin “Gulag”(*) adlı romanında, yüz binlerce insanın hayatını kaybettiği kamplarda maruz kaldıkları eziyet ve zulmü anlatırken diyor ki: “Her şey bittikten fırtına geçtikten sonra ellerimize kelepçe vuranlar, bu defa ‘olanları unutalım’ diye tutturdular. ‘Geçmişi hatırlayanın gözü çıksın’ dediler…”

Ancak bu sözün bir devamı da var: “Geçmişi unutanın iki gözü çıksın…”

…..

(*)Gulag, Stalin döneminde yüz binlerce insanın hayatını kaybettiği, Rus hükûmetinin cezai çalışma kamplarıdır. Sovyet rejimi karşıtı, siyasi suçluların hızla kovuşturulması ve toplumdan soyutlanması için kurulan bir tür yargı ve infaz sistemidir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.