Putin’in seyir defteri

A -
A +

1985 yılında Gorbaçov'un iktidarı döneminde Glasnost ve Perestroyka ile başlayan reformların ardından 1991 sonunda Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği resmen dağılınca soğuk savaş döneminin kapandığını zannedenler yanıldı…

Avusturyalı yazar ve danışman Peter F. Drucker 1989 yazında Sovyet dağılmasını yorumlarken “Sömürü imparatorluklarının sonuncusu olan Rusya’nın bundan sonraki yapılanmasının ne Rus niteliğini ne de İmparatorluk niteliğini taşıması artık mümkün değildir” diyordu. 

Ancak Sovyetlerden boşalan sahayı gasbeden ABD’nin tek kutuplu otoritesine teslimiyet uzun sürmedi. Ukrayna-Rusya savaşı bu itirazın sonucudur ama sonuncusu olmayacak. Yaşananlar, nihayeti Berlin Duvarının yeniden örülmesine kadar uzanması muhtemel yeni bir soğuk savaş dönemidir.

Rusya zaten istediğini aldı, savaşa devam etmeyecektir” diyenlere inat, eski istihbarat görevlisi Vladimir Vladimiroviç Putin çok daha fazlasını istiyor…

Geçtiğimiz hafta başında Rusya’nın dış politika teorisyenlerinden Aleksandr Dugin’in gazetemize yaptığı açıklama, Ukrayna-Rusya savaşının bundan sonraki seyri hakkında güçlü ipuçları veriyor. Çok açık konuşmuş Dugin: “Rusya için Donbass veya Ukrayna’nın belirli bir kısmını kontrol etmek zafer değil… Rusya’nın amacı sadece Ukrayna değil, hamlemiz Sovyetlerin dağılmasından sonra oluşan ABD merkezli tek kutuplu dünya düzenine karşı bir meydan okumadır… Savaş 6 ay daha sürebilir, ama Rusya federasyonu Sovyetlerin yaşadığı akıbeti yaşamayacak…"

Rusya’nın ABD kuşatmasına karşı bu huruç hareketi uzun süreli bir plan ve hazırlık sonucudur. Yaşananlar Putin’in 43. Münih Güvenlik Konferansındaki konuşmasının (10 Şubat 2007) sahada uygulanmasıdır.

Hatırlayalım; Putin daha konuşmasına başlarken “Bu Konferansın formatı, uluslararası güvenlik sorunları hakkında gerçekten ne düşündüğümü belirtmeme imkân tanıyor. Ve şayet görüşlerim muhataplarımı rahatsız ederse, kendilerinden bana öfkelenmemelerini isteyeceğim. Sonuçta bu sadece bir konferanstır" demiş ve “Tek egemenin, tek efendinin olduğu bu dünya düzeni sadece sistemin içindekiler için değil, egemenliği elinde bulunduran efendi için de ölümcüldür, çünkü onu içeriden yıkar” diye mevcuda karşı tavrını beyan etmişti.

Putin; tek taraflı ve çoğu gayrimeşru eylemlerin hiçbir soruna çare olmadığını, yeni gerilim noktaları çıkardığını, savaşların, bölgesel çatışmaların son bulmadığını ve kaybolan ve hatta ölen insanların sayısının eskisinden daha fazla olduğunu ve ABD’nin her yönden ulusal sınırlarının ötesine geçtiğini belirterek sormuştu: "Peki, şu soruları sorma hakkımız var; bu genişleme kime karşı?.. Bundan kim hoşnut? Kim bundan memnun kalıyor? “Günümüzdeki tek kutuplu dünya düzeninin kabul edilemez olduğu kanaatindeyim.”

Putin sorusunu kendi cevaplıyor: “NATO’nun genişlemesinin Avrupa'da güvenliğin sağlanması ile hiçbir ilgisi olmadığı gayet açık. Tam aksine müşterek güvenin seviyesini düşüren ciddi bir kışkırtmayı temsil etmektedir… Berlin Duvarı'nın taşları çoktan hediyelik eşya olarak dağıtıldı. Ama unutmamalıyız ki Berlin Duvarı'nın (*) çöküşü demokrasi, özgürlük, adına bizim halkımız tarafından da yapılmış tarihi bir tercihtir.”

“Ukrayna hamlemiz tek kutuplu dünya düzenine karşı meydan okumadır” diyen siyasetçi Dugin de savaşın 6 ay daha sürebileceğini belirterek uyarıyor: “Rusya Federasyonu Sovyetlerin yaşadığı akıbeti yaşamayacak...”

Bu savaşın ucu açık ve nerede kalacağını kimse bilemez. Zaten açıkça şunu söylüyorlar: “Berlin duvarını biz yıktık gerekirse yeniden öreriz…”

.....

(*) Berlin Duvarı, Doğu Almanya vatandaşlarının Batı Almanya'ya kaçmalarını önlemek için 1961 yılında Berlin’de yapımına başlanan 46 km uzunluğundaki duvar. Batı’da yıllarca "Utanç duvarı" olarak da anılan bu betondan sınır, 9 Kasım 1989'da yıkıldı.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.