Artık savaşlar meydanlarda değil borsalarda

A -
A +
Bağımsız siyasetin bağımsız ekonomi olmadan süremeyeceğini son olarak İran ve Rusya örnekleri bize gösterdi. Elbette bağımsız ekonomi demek küresel piyasa düzeninden kopmak ve içine kapanmak değildir. Elbette dış ticaret ve karşılıklı ihtiyaçların giderilmesi yok sayılmamalıdır.
Lakin körü körüne piyasaların kontrolünü ve ekonominin temel dinamiklerini kaybettiğinizde, küresel mücadelede savaşılmaya bile gerek duyulmayan esir ülke oluveriyorsunuz.
Bu nedenle bağımsız siyaset bağımsız ekonomiden geçiyor.
Veya eskiden silah ile ordu ve darbelerle dizayn edilen gelişmekte olan ülkeler, artık para ile piyasa üzerinden borsalara göre yönetiliyor. Finansal istikrar siyasal istikrarın önüne geçerek siyaset finansa göre şekillenebiliyor. Hatta finansal piyasalar istediğinde demokrasi bile rafa kaldırılıp teknokratlar hükûmeti devreye alınabiliyor. Biz bu örneği kısmen 2001 krizinde yaşamıştık. Hatta bu örneğe en son olarak İtalya ve Yunanistan eklenmişti. Demokrasinin beşiği iki ülkede de teknokratlar hükûmeti görev almıştı.
Ekonominin ve bağımlılığın ikinci kilit noktası ise artık şüphesiz teknoloji ve yazılım geliyor. Uçak savaşı yapsanız dahi yazılımında dost tanımlanan bir ülke sizi çok rahat vurabilir. Eğer sizin dost olarak tanımladığınız veya tanımlatıldığınız bir ülke sizi işgale kalksa bir el bile ateş edemeyebilirsiniz. Tanklarınız yürür ama bir otomobilden farksız olmaz.
İki yapıyı birleştirdiğinizde karşınıza finansal piyasalar ve yazılımlar ve dış bağımlılık sistemi çıkar. Nitekim THY milli yazılım için bütçenin ağzını neden açtı? Umarız THY'nin yerli yazılım hamlesi bu sektörde yer alan yurt içi millî firmalar için de önemli bir adım olur. Benzer açılımlar ve adımların tüm millî kurum ve finansal sistemde yaygınlaştırılması, vatan sevgisi ve vatan duygusu ile oluşturulmalıdır.
Türkiye reel sektörün dış bağımlılığı noktasında en büyük hamlesini Irak enerji iş birliği ile atmıştı. 10 yılda 400 milyar dolar ödediğimiz enerji faturasını en azından yarı yarıya indirecek projeler bir bir devreye alınıyor. Bunların ilki iki nükleer yatırım kararıydı. Bence çok daha önemli proje Irak enerji iş birliğidir. Ve bir bakıyorsunuz ki "enerji casusluğu" sayesinde bakanlık baştan aşağı dinlenip bu projenin en önemli ayaklarından biri olan Halkbankası operasyona uğruyor.
Kimse Türkiye'nin ekonomide dış bağımlılığını azaltmasını istemiyor. Sadece geçen yıl 100 milyar dolar dış ticaret açığı verdik. Avrupa Birliği Gümrük Birliği sayesinde tam bir açık pazar halinde Türkiye'den istifade ediyor. Dünya'da büyük ekonomilerde cari açığı millî gelire oranla en yüksek ülkeyiz. Ve bölgemiz asla ve asla çok bağımlı siyaseti kaldıracak noktada değil.
Eğer küresel bir güç olacaksak veya küresel sistemde bölgesel etkimizi artıracaksak reel ekonomide ürettiğimizden daha fazlasını tüketme alışkanlığımızı terk etmeliyiz. Aynı zamanda enerji bağımlığımız noktasında yürütülen projeleri de bir an önce ne pahasına olursa olsun devreye alacak girişimlerimizi sürdürmeliyiz. Hatta bu yolda ne engel varsa bunları da bertaraf etmeliyiz.
Ama bunların yanında çok önemli bir başka nokta daha var. Piyasalar ve ekonomide yazılım ve bilgi gizliliğini bir an önce millîleştirmeliyiz. Borsaların ve ekonomi bilgilerinin saklanamadığı bir ülkenin uzun vadede borsa bağımlısı yönetilebilir ülke noktasına gelmesi kaçınılmazdır. Umarım ders çıkarır, borsalarımıza da millî gözle yeniden bakarız.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.