Merkez Bankasının tavuk-yumurta çıkmazı

A -
A +
Üç ay önce ülkemiz normal dışı bir atmosferdeydi.
Bugün seçim bitti önümüze bakalım diyenlerin yanıldığı bir gerçek var: Biz bu günler öncesi geçmişi unutup önümüze bakarsak kim bilir daha ne yıkımlar yaşarız...
Üç ay önce Amerikan Merkez Bankası FED para musluklarını kısmaya başladığını açıkladı. Ve kırılgan beşli ülke olarak derhal listenin başına yerleştirilen Türkiye en zayıf halka olarak lanse edildi.
Ve içeride;Ekonomide millî denilecek, değer ifade edecek ne varsa saldırıya uğradık.
Ocak ayı rakamları tabloyu gösteriyor: Ülkemizden tam 3 milyar 124 milyon dolar döviz çıkışı oldu. Bu döviz çıkışına 4 milyar 877 milyon dolarlık cari açık eklendiğinde, toplam döviz açığı 8 milyar dolara ulaştı.
Ve dolar 2,40 TL sınırına dayandığında Merkez Bankası faiz silahını kullandı. Ortalama 400 puanlık faiz artışı bir anda karşımıza geldi.
Döviz artınca tabii ki enflasyon arttı. Özellikle üretici fiyatları üç ay içinde (Ocak-Mart 2014) yüzde 5,52 gibi büyük bir artış yaşadı. Yıllık tüketici enflasyonu ise yüzde 12,31 ile çift haneye ulaştı. Üretici fiyatlarına karşılık tüketici fiyatları daha makul yükseliş yaşadı.
Tüketici olan geniş halk kitlesi için yılın ilk üç ayında oluşan enflasyon yüzde 3,57 oranında gerçekleşti. Lakin en büyük harcama yaptığımız gıda ürünlerinde fiyatlar tam yüzde 7,50 oranında arttı. Kısaca tüketici fiyatları diyor ki; bu enflasyonun tam yarısı gıda fiyatlarındaki yükselişten geliyor.
Gıda fiyatlarındaki artışın sebebi ise malumunuz olduğu üzre para politikası yerine tarım politikası ve/veya hava durumu olayına bağlıdır. Parasal bolluk veya faizlerdeki değişkenlik gıda tüketiminde (ki zorunlu tüketimdir) esnekliği düşüktür.
Fakat üretici fiyat artışlarının yüksekliği ki (asıl yükseliş dayanıklı tüketim malları grubunda görülmektedir) ciddi bir sorun olarak durmaktadır. Üreticiler maliyetleri henüz tüketicilere yansıtamamıştır.
Şimdi sorun şu ki; maliyetleri (döviz ve faizi) düşürerek üreticilere destek mi olunacak; yoksa kemerler sıkılıp zam yapmaları engellenip fiyatlar mı dizginlenecek?
İşte bugün Merkez Bankası bu açmaz ile karşı karşıya.
Unutulmaması gereken bir husus var ki, 30 Mart seçimleri üç ay önceki iki büyük riskten biri olan örgütsel saldırılara set çekecek seviyede gelmiştir. Artık büyük riskimiz içeride değil, dışarıdadır. Yani yabancıların tutumundadır. Ve o yabancılar daha seçimi bile beklemeden İstanbul Yenikapı'da 2 milyonu aşan insan selini görünce pozisyon aldılar.
Umarız bizim yerlilerin karar verme süreçleri için daha fazla insanın çıkması gerekmez?
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.