Dün öldü, bugün can veriyor, yarın henüz doğmadı...(*)

A -
A +

Onbir Ayın Sultânı Ramazân-ı şerif hepimize mübarek olsun... Umarız bu ayın rahmet ve bereketinden -yanlış iş ve davranışlara sapmadan- istifade edebilir, faydalanabiliriz. Dileriz ve dua ederiz ki ‘Mâsivâ'ya köle olmaktan da kurtuluruz… Mühim olan kılçıklı olan bu yolda tam ortadan ilerlemek, yan yollara sapmamak, nakil üzere hareket edip istikâmet üzere yürümektir.

''Oku, elbet o güzel, bir gün rû-nümâ olur,
muhabbetle okuyan mâsivâdan kurtulur.''
(İmâm-ı Rabbânî [Kuddise sirruh]-Mektûbât)
Yüz farklı olayı tek gözle görmekten öte, tek gözle yüz farklı olayı tahlil edip gözlemlemektir işin esası... Haddime değil fakat sizleri bu mübarek ayda ön yargıdan kurtulmuş, objektif ve ezberlerinizi bozmuş bir şekilde olan biteni izlemenizi salık veriyorum. Dedim ya haddime değil...
Radyolarda o kadar olmasa da, televizyonlarda iftar ve sahur programlarına dikkat ediniz. Eline neyini alan, defini kapan soluğu kamera karşısında alıyor. “Hoca” diye geçinen bazı zevat ise fıkıh ilminden çok, hikâyeler anlatarak, ağlayıp sızlayarak, dizlerini döverek vakit geçiriyor. Fakat önce bu mübarek ayda orucu bozan ve bozmayanlar, yapılacak ibadetler ve diğer meseleler sohbet tadında muteber kaynaklara dayanılarak anlatılsa daha bir faydası olur düşüncesindeyim. İlmin temellerini bilmeden -kılavuzsuz- bu yayınları takip etmek insanı, kâmil olmaktan öte zelil ilan ediyor. Uyanık olmak lazım...
Bir de ilâhi dedikleri şeyi –ilâhi müziksiz olur!- şarkı formatında piyasaya sürüp -hatta cover'larını yaparak- milletin parasını yiyenler var. Artık bunlar belli bir piyasa edinmiş durumda. Şirketleşmiş ve bu işi sanki bir "ibadet"mişçesine yapmaktadırlar. Hatta eline gitarı alan gençler, bizim dedelerimizin saf dillerinden süzülen o güzel ilâhileri 'ilâhi' olmaktan çok uzak bir şekilde okumak ne kelime, "çığırıyorlar…" Bu da yetmiyormuş gibi remix yapıyorlar. İlâhi ve müzik, doğu ile batı gibidir. Hiç bal acı biberle süzülür mü!? Kısaca, suyun geldiği boru temiz, su da temiz olunca şifâ hâsıl oluyor. Su temiz olup boru pis olsaydı, vay hâlimize…
Beni derin bir düşünce buhranına sürükleyen bir başka mevzuya gelince… Ramazan ayıyla birlikte çeşitli koroların ot gibi bitmesidir. Hem de çocuklardan kurulu korolar! Bunlar çalgılı sözlü sağa sola sallanıp şarkı söylüyorlar. Adına da ilâhi diyorlar.
Durdum… Baktım… Kapattım…
Bu koroların özellikle nerelerde pazarlandığına ve sunulduğuna dikkat edin. İçten içe yapılmak istenileni görmek veya görmemek ellerimizde. Ancak uyanık olmak, yapılanları reformistliğe vurup bizleri aldatmaya çalışanların yaldızlı söz ve görüntülerine aldanmamak hepimizin boynunun borcudur. 'Adam sen de…'leri bırakıp 'böyle gelmiş böyle gitmez' deme zamanı... Ehl-i sünnet âlimlerinin muteber kaynaklardan aktarıldığı ilmihal kitaplarını okumak ve dinlemek en büyük kazançtır vesselâm…
Ramazan-ı şerifiniz mübarek olsun değerli okurlarım. Hayırlarla geçen bir ay olması duasıyla... Bizler de nâçizâne dua eder, dualarınızı bekleriz. Muhabbet ve sevgiyle…
''Az söyledim, dikkat ettim kalbini kırmamaya,
Bilirim üzülürsün, yoksa sözüm çoktur sana.''
…..
(*) Yazının başlığındaki söz, Bişr-i Hafi hazretlerine aittir. Bişr-i Hafi hazretleri, 8. ve 9.  yüzyıllarda Horasan'ın Merv şehrinde ve Bağdat'ta yaşamış olan büyük velîlerdendir. İsmi, Bişr bin Hâris Abdurrahmân, künyesi Ebû Nasr'dır. Yalınayak gezdiği için "Hafî" lakabıyla bilinir. 'Bişr-i Hâfî' diye meşhûr olmuştur. 767 (H.150) senesinde Horasan'ın Merv şehrinde doğup, 841 (H.227) senesinde Bağdât'ta vefât etmiştir.  Kabri orada olup ziyaret yeridir... Ruhuna birer Fatiha okuyup hediye edelim. Ruhaniyetinden istifade olunur inşallah... 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.