15-16 TEMMUZ DARBE TEŞEBBÜSÜ VE SONRASI…

 

15-16 Temmuz 2016/Cuma-Cumartesi… Bu tarihleri Türk Milleti olarak hiçbir zaman unutmayacağız. İkinci Kurtuluş Savaşımızın kutlu günü olarak hatırlayacağız, şehitlerimizi dualarla anacağız; yâd edeceğiz…

Ne oldu da böyle oldu? Tiyatro mu, sinema mı? Çok mu Hollywood filmi izledik de bu hâle geldik dostlar? Gerçekten bir Çanakkale ruhuyla nasıl hareket ettik?

Tek tek anlatayım size…

Darbeye darbe yapan millete “TÜRK MİLLETİ” denir!.. 5 dakikada tank alır, 4 saatte darbeyi durdurur!..

TBMM, olağanüstü toplandı. Milletin meclisi, milletin vekilleri geri adım atmadı... Vatan hainlerince düşmanca bombalandı Gazi Meclisimiz… Bir kez daha Gazi oldu. Hiç kimse Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni terk etmedi bombalanırken… AK Parti, CHP, MHP, HDP… Tüm siyasi partilerimiz yekvücut oldu; halk iradesi karşısına devletin silahlarıyla çıkanlara…

Türk medyası o gece önemli bir imtihan verdi. Tarihler yazıldı. CNN Türk'ü, Bağcılar'daki göbeğini kaşıyan bidon kafalılar kurtardı. Lâfın gelişi; hayat işte… 15-16 Temmuz'un kahramanlarından en önemlisi CNN Türk'tür.

Ve elbette, hassaten kapısına dayanan tanka rağmen direnen, kahramanca yayınlarını sürdüren, devletinin ve milletinin yanında duran TGRT HABER ve kesintisiz olarak ortak yayına geçen TGRT FM hep hatırlanacak. Eski kavgaları sürdüreceklere bunu hatırlatmak boynumuzun borcudur.

O gece milyonlar sokaktaydı. Bir tane yakılmış dükkân, yağmalanmış banka/bankamatik, parçalanmış devlet aracı gördünüz mü? Göremezsiniz. Çünkü vatan haini değil, vatan evlatları sokaklardaydı o gece… Çanakkale ruhu meydanlardaydı…

Destansı bir direnişle ikinci Kurtuluş Savaşımızı verdik. Herkes anlattı, herkes yazdı. Ancak bunu bir tiyatro, bir kurgu zannedenler çokça Hollywood filmi izlemiş olmalı. Bu arada tiyatroya, sanata da hakaret ettiklerinin farkında değiller maalesef.

Neden mi?

Şöyle anlatayım…

“Bütün bu yaşananlar Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Başkan olmak için yaptığı, yaptırdığı tiyatrodur” diyorlar.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve/veya AK Parti, 100'den fazla rütbeli askeri (erleri bir kalemde geçelim. Rütbeli askerlerden bahsediyorum) motive edip bir kamikaze saldırısı yaptıramaz. O kadar F-16'yı, Skorsky helikopteri, tankı bunların eline verip de "haydi aslanlarım, kendi ülkenizi vurun. Vurun da ben başkan olayım" diyemez, dese de ikna edemez.

“TBMM’yi bombalayın, ben de sizi müebbetle yargılamayayım” diyemez.

Unutmayın; Cumhurbaşkanı Erdoğan'a en yakın isim olan Başdanışmanlarından Mustafa Varank’ın ağabeyi Prof. Dr. İlhan Varank hayatını kaybetti bu hain kalkışmada…

Yine yakın dostu, yıllardır seçim reklam kampanyalarını hazırlayan Erol Olçak ve oğlu Abdullah Tayyip Olçak da kurşunların hedefi oldu. Baba oğul, hayatları pahasına bu alçak teşebbüsün karşısında kanunlar çerçevesinde dik durdular ve haince vurulup öldürüldüler. Allahü teala hepsine rahmet eylesin, mekânları cennet olsun…

Diyeceğim o ki; bu saydığım isimler, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a çok yakın, oldukça dar daireden kişiler... Hiç değilse, onların bir şeyleri bilip, hiçbir şey olmamış gibi meydanlara inmemesi gerekirdi; şayet tiyatro olsaydı tüm bu yaşananlar.

Darbe olunca sevinen... Olmadı püskürtülünce "tiyatro bu!" diye sitem edenler; selim akılla bir kez daha düşünün. Bu darbe teşebbüsü başarılı olsaydı hangimiz özgürlüğümüzü tam manasıyla yaşayabilecektik? Hangimiz işlerimize gidip evimize yuvamıza aş getirebilecektik? Darbenin kara lekesini nasıl çıkaracaktık yüreklerimizden? Çocuklarımıza ne diyecektik? Nasıl rahat rahat dolaşabilecektik?

Velhâsıl: “Masal sanana masal gibi olur, kıymet bilene çok fâideli olur…”

Rabbim bu yüce millete esaret yaşatmasın…

Zalimin zulmünden korusun…

Bizleri, farklılıklarımıza rağmen bir ve beraber kılsın…

Devletine, milletine, vatanına ve dinine bağlı eylesin…

Şanlı ve şerefli ordumuz Türk Silahlı Kuvvetleri’ni (TSK) daim eylesin…

İhanetten, kan dökmekten, sinsi oyunlardan, maşa olmaktan korusun…

Devletimiz ve milletimiz var olsun, Rabbimize hamdolsun…

Âmin… Âmin… Âmin…

Sonsuz kere Âmin…